Ortadoğu'da Nükleer Savaş Planı

Altınoluk Dergisi'nin Haziran sayısında Beytullah Demircioğlu "Dünya Gündemi"ni analiz ediyor.

PAKİSTAN SUUDİ ARABİSTAN NÜKLEER SİLAH SATACAK

İran'ın nükleer silah elde etmesi durumunda, Suudi Arabistan'ın da Pakistan'dan nükleer silah satın alacağı ifade ediliyor. İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Times, İran'ın nükleer silah elde etmesi durumunda Suudi Arabistan'ın da Pakistan'dan nükleer silah satın alacağı iddiasını ortaya attı.

Sunday Times, ismini açıklamayan ABD'li bir istihbarat yetkilisinin "Suudiler için vakit geldi. Suud hanedanıyla Pakistan arasında uzun süredir bekleyen bir anlaşma vardı" ifadelerine yer verdi. Dönemin Suud Kralı Abdullah'ın 2009 yılında, ABD'li yetkililere "Tahran nükleer silah edinirse biz de ediniriz" dediği bilgisi de haberde yeraldı. Suudi Arabistan'ın eski istihbarat şefi Prens Turki el Faysal da Güney Kore'de katıldığı bir güvenlik zirvesinde "İranlılar neye sahip olursa, biz de aynısından alırız" demişti. Konuyu değerlendiren eski İngiltere Dışişleri Bakanı Lord David Owen da "Aralarındaki yakın ilişki ve askeri bağlara bakılırsa, Pakistan, Suudi Arabistan'a her an nükleer başlıklı füzeler verebilir" dedi.

MAKEDONYA’NIN UKRAYNALAŞMA İHTİMALİ

Balkanlarda Makedonya’da yaşanan hükümet krizinin arkasındaki gerçek denenler sorgulanırken en çok dikkat çeken ve öne çıkartılan husus ise krizin “Türk Akımı” projesiyle ilişkilendirilmesi oldu. Makedonya’daki siyasi hesaplaşmayı Türkiye ve Türkiye üzerinden Rusya’ya karşı Amerika’nın bir hamlesi olarak yorumlanıyor.   Türkiye’nin  Rusya ile kurulan stratejik boru hattı hamlesine karşı batından gelebilecek hamlelerle  karşı karşıya kalabileceği dillendiriliyor.  Yine bu meyanda Ukrayna’nın ardından Makedonya Batı ile Rusya arasında yeni savaş alanı haline gelmesinin hiç de uzak bir ihtimal olmadığının altı çiziliyor siyasi analizlerde.

CIA İŞKENCE RAPORUNUN TAMAMINA SANSÜR

ABD'deki bir federal hakim, CIA işkence raporunun tamamının yayınlanmaması yönünde karar verdi. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA)'in 11 Eylül saldırılarıyla ilgili tutuklu olan kişilere sorgulama sırasında sistematik işkenceler uyguladığı ortaya çıkmıştı. CIA'in işkencelerini içeren 7 bin sayfalık bir rapor hazırlandı ve ABD Kongresi'ne sunuldu. Ancak raporun kamuoyuna açıklanmayacağı belirtildi.

Bir federal hakim, raporun kamuoyuna açıklanmaması yönünde karar aldı. ABD Senatosu'nun liderleri daha önceden CIA'in işkenceleri içeren raporun 480 sayfalık özetini kamuoyuna açıklamıştı. 480 sayfalık özet raporda, CIA kullandığı sistematik işkence yöntemlerine yönelik birçok detay yer alıyordu.

AB MÜLTECİLER İÇİN GELİŞTİRDİĞİ İNSANİ ÇÖZÜM!

Akdeniz’in dev bir göçmen mezarlığına dönüşmesi karşısında Batı dünyası tedbir olarak Akdeniz'de insan kaçakçılarına yönelik askeri operasyon başlatılmasını kararını devreye soktu. Bundan böyle kaçakçı teknelerine çıkarma yapma ve imha etme gibi tedbirler alınacakmış. Ne kadar insani değil mi?

ALMAN İSTİHBARATI ABD İSTİHBARATINA BAĞIMLIYMIŞ

Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Gerhard Schindler, istihbarat alanında ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) bağımlı olduklarını söyledi. Schindler, Federal Meclis’te kurulan ve ABD’nin Almanya’daki istihbarat faaliyetlerini araştıran NSA Araştırma Komisyonu’nda dinlendi. NSA ile BND arasındaki işbirliğini savunan ve uluslararası gizli servis işbirliklerine zarar verilmemesini isteyen Schindler, “NSA bizim rakibimiz değil, partnerimizdir” değerlendirmesinde bulundu. Oldukça enteresan bir durum…

İSVEÇ'TE İSLAM KARŞITI PARTİ FESHEDİLDİ

İsveç'te göçmen ve İslam karşıtı politikalarıyla tanınan ''İsveçliler Partisi'', son seçimde beklenen başarıyı elde edemeyince feshedildi. Nazi yanlısı İsveçliler Partisi (Svenskarnas Parti), 2008 yılında göçmenleri ülkeden atmak ve İsveç sınırlarını tamamen yabancılara kapatmak amacıyla kurulmuştu.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Haziran 2015, 352. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.