Ortaçağ’a Damga Vurmuş Müslüman Bilim Adamları

Ortaçağ’da yaşamış ve bilim için mühim gelişmeler kaydetmiş olan Müslüman bilim adamları...

Ortaçağ’a damga vurmuş Müslüman bilim adamları.

Sabuncuoğlu Şerefeddin: Osmanlı devrinde tıp alanında çok mühim eserler vermiş Türk hekim ve cerrahdır. İlk Türk cerrâhî eserin sahibidir. Eserleri; Mücerreb-nâme, Cerrahiyet-i al Haniye, Cerrahnâme... ( d.1385 - ö.1468)

Abdullâtif el-Bağdadî: Muvaffakuddin olarak da anılan meşhur bir hekim aynı zamanda filozoftur. Şeker hakkında araştırmalar yapmıştır. (d.1162 - ö.1261)

Aydınlı Hacı Paşa: Kendisine ait bir resmi bulunmayan Âlim, Bâyezîd devrinde yaşamıştır. Türk hekim ve din âlimidir. Konya'da dünyaya gelmiş ancak daha sonraları Aydın'a yerleşmiş ve ismini bu şehirden almıştır. (ö.1339 - d.1413)

Ali Kuşçu: Türk astronom, matematikçi ve dil bilimcidir. Matematik alanında cebir hakkında çalışmalar yapmıştır. (ö.1403 - d.1474)

Uluğ Bey: Timur İmparatorluğu'nun 4. sultanı. Ayrıca matematikçi ve gök bilimcidir. Rasathâne yaptırıp orada astronomiyle alâkalı birçok çalışma yapmış ve bütün çalışmaları 12 sene sürmüştür. (d.1393 - ö.1449)

İbn-i Sina: Türk hekim, fizikçi, yazar, filozof ve bilim insanı... Sindirim sistemini keşfetmiştir. Tıp ve Felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kitap yazmıştır. Batılılarca, Orta Çağ Modern Bilimi'nin kurucusu ve hekimlerin önderi olarak bilinir ve "Büyük Üstad" ismi ile tanınır. Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak süre gelen El-Kanun fi’t-Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap Avrupa üniversitelerinde 17. asrın ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur. (d.980 - ö.1037)

El-Birûni: Astronomi, fizik, tıp, kimya, felsefe ve matematik alanında çalışmaları vardır. Gazneli Mahmud Hindistan’a yaptığı seyahâtlerde El-Biruni’yi yanında götürdü. El-Biruni, 1017-1030 tarihleri arasında Hindistan’da yaşadı ve bu devirde meşhur kitabı Kitab’üt-Tahkik Ma li’l-Hind’i yazdı. Birûni, Jeodezi biliminin kurucusudur. Astronomi ve coğrafya ölçümleri için birçok alet geliştirdi. Tıp alanında ilk kez sezeryanla doğum yaptırmayı bulan bilim insanıdır. El-Kanunü'l-Mesudi, İstihrâc el-Evtâr fî Dâire, Kitâbü’s-Saydele, Kitabü’I Cemahir fi Ma’rifeti mühim eserleri arasında yer alır. (d.973 - ö.1048)

Zerkâli: Endülüslü Arap astronom. Toledo’da bir rasathâne kurdurmuş ve 1061-1087 yılları arasında burada yaptığı çalışmaları bir kitapta toplamıştır. Eserleri: Ṭuleyṭula Zîci, el-Ḳānûn. (d.? - ö.1100)

İslam ve İhsan

ULUĞ BEY KİMDİR?

Uluğ Bey Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.