'öldüğümü Düşünerek Beni Bırakıp Gitmişler'

Suriye'deki iç savaşta, pazar yerinin bombalanması sonucu eşini kaybeden ve evlerine yapılan baskında rejim askerlerinin işkencelerine maruz kaldığı sırada bayılınca öldü sanılarak bırakılan 43 yaşındaki Esmehan Hariri, yaşadığı acı günleri unutamıyor.

Rejim askerlerinin elinden kurtulduktan sonra 1,5 yıl önce Hatay'ın Reyhanlı ilçesine yerleşen Hariri ailesi, yaşadıkları acı dolu günleri unutmak istiyor.

Esmehan Hariri, eşinin Hama'da pazar yerine düzenlenen bir saldırıda hayatını kaybettiğini belirterek, yaşadıkları acı günlerin tarifinin olmadığını söyledi. Eşinin evlerine alışveriş yapmak için pazar yerine gittiğini ifade eden Hariri, "Biz onu erzakla beklerken hayatını kaybettiği haberini aldık. Dünya başımıza yıkıldı." dedi.

Hariri, cenazeyi almak için yola çıkacakları sırada rejime ait askerlerin bulundukları bölgeye geldiklerini görüp eve saklandıklarını anlatarak, "Can güvenliğimizin olmadığını biliyorduk. Bizim yaşadığımız bölgeye yakın yerlerde şiddetli çatışmalar yaşandığını öğrendik. Camdan bir cismin girmesiyle her yer toz duman oldu. El bombası atmışlar." diye konuştu.

REYHANLI'DA YENİ BİR HAYAT KURMAYA ÇALIŞIYORUZ

Patlamada kendisinin ve 3 çocuğunun yara almadığını aktaran Hariri, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Daha sonra 4 rejim askeri eve girdi. Ben çocukları daha güvenli olan elbise dolabına sakladım. Ben daha konuşmadan askerlerin fiziksel şiddetine maruz kaldım. Beni saatlerce dövdüler. Bir asker vücudumun farklı yerlerinde sigara söndürdü. Hayatımda yaşamadığım şeyleri yaşadığım için içimdeki acı bir türlü geçmiyor. "

Hariri, askerlerin çocukları sakladığı yerden bulduğu an kahrolduğunu vurgulayarak, "Çocukların o anki ağlamaları halen kulaklarımda. Askerler evlatlarıma şükür ki bir şey yapmadılar. Evden çıkacakları an beni öldüreceklerini söylediler. İçlerinden biri elindeki silahıyla başıma vurdu ve ondan sonrasını hatırlamıyorum. Sol kulağım patlamış ve bayılmışım. Sanırım öldüğümü düşünerek beni bırakıp gitmişler." şeklinde konuştu.

Yaşadıkları olay sonrası can güvenlikleri için Reyhanlı'ya gelmeye karar verdiklerini belirten Hariri, 10,12 ve 13 yaşlarındaki biri kız, üç çocuğuyla yeni bir yaşam kurmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Hariri, çocukların Reyhanlı'da yarım kalan okullarına devam ettiğini bildirerek, "Hepimiz psikolojik anlamda oldukça yıprandık. İnşallah bundan sonra hayata daha sıkı sıkıya tutunacağız. Bize kapılarını açan Türk halkına binlerce kez teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.