Okul Gıdası Logosu Eylül 2019’da Tüm Kantinlerde Olacak

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Erk, 16 Eylül’den itibaren kantinlerde ‘Okul Gıdası’ logosu olmayan ürünlerin satılamayacağını belirterek, “Logosu olmayan ürünün kantinde satışı arz edilebilir. Orada da çocuklarımız, gönüllü elçilerimiz olacak.” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okul/kurumların bünyesinde faaliyet gösteren kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi işletmelerde satışa sunulacak hazır ambalajlı gıdalarda kullanılacak “Okul Gıdası” logosu uygulamasının çerçevesi ve ayrıntıları, Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, öğrenciler ve ailelerin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda ele alındı.

OKUL GIDASI LOGOSU UYGULAMASI

Erk, Tarım ve Orman Bakanlığının, 16 Eylül’de yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’de yayımlanan “Okul Gıdası Logosu Uygulaması Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ”ine ilişkin bilgi vererek, vakıf olarak yıllardır saha eğitimleriyle seminerlerle topluma anlatmak, benimsetmek istedikleri bir anlayışın hayata geçirildiğini söyledi.

Erk, bir toplumun en büyük zenginliğinin çocukları olduğunu, çocukların sağlıklı gelişiminin o ülkenin geleceğini belirlediğini dile getirerek, “Bugün basın aracılığıyla ayrıntılarını toplumun tüm kesimlerine anlatmak istediğimiz Okul Gıdası logosu uygulamasını en önemli takipçileri önce veliler, sonra öğrenciler ve elbette bizim de bir parçası olduğumuz sivil toplumdur. Bizler, üzerimize düşeni yapıp durumdan vazife çıkararak Okul Gıdası logosu uygulamasının her aşamasının titizlikle takipçisi ve destekçisi olacağız, uygulamanın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için elimizi taşın altına koyacağız.” ifadelerini kullandı.

“OKULLARDA GÖNÜLLÜ ELÇİLERİMİZ OLACAK”

Erk, 16 Eylül’den itibaren okul kantinlerinde “Okul Gıdası” logosu olmayan hiçbir ürün satılamayacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Buna rağmen kaçak olabilir yani logosu olmayan ürünün de kantinde satışı arz edilebilir. Orada da bizim çocuklarımız, gönüllü elçilerimiz olacak. Onlar hemen logo var mı yok mu ona bakacaklar. Yoksa kesinlikle almayacaklar ama sırf denetimi sürdürebilmek ve belirli bir merciye şikayet edebilmek için logosu olmayan ürünü anne, babaya götürecek. Yönetmeliğe göre, bu işin denetimini Milli Eğitim Bakanlığı ile okul aile birlikleri yapacak. Okul aile birliklerinde bir uzman yok. O zaman bizim gibi vakıflar, dernekler, uzmanlar devreye girecek, onlara eğitim verecekler. Sonuçta o okul aile birlikleri Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte gerekli denetimi sağlamış olacaklar.”

Etkinliğe katılan 7. sınıf öğrencisi Yakup Diler de “Uygulamayı çok güzel buldum. Okullarımızın kantinlerinin, kötü yiyeceklerden arındığı için çok mutluyum. Daha sağlıklı bir yaşam için bir başlangıç olacak bizim için.” diye konuştu.

Okul kantininde daha çok cips, çikolata, gazlı içecekler gibi ürünlerin satıldığını ifade eden Diler, bu nedenle yiyebilecekleri şeylerin çok kısıtlı olduğunu ancak bu uygulamayla birlikte bu sorunun biteceğini söyledi.

“OKUL GIDASI” LOGOSU OLMAYAN ÜRÜNLER SATILMAYACAK

16 Eylül’de yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre, okul kantinlerinde artık, Okul Sağlığı Bilim Kurulu tarafından satışı uygun bulunmayan, “Okul Gıdası” logosu verilemeyecek her türlü şekerli, kolalı, gazlı ve aromalı içecekler, kızartmalar, cipsler, tüm çikolata türleri, tüm şeker ve şekerlemeli ürünler, hamurlu şekerli tatlılar, tatlandırıcı katılmış yiyecek ve içecekler, kek ve pasta türleri, gevrek çerezler, kremalı ürünlerin satışı yapılmayacak.

Bu kapsamda okul kantinlerinde, çiğ tüketilen sebzeler, salatalık ve meyveler, doğal kurutulmuş meyve, işlenmemiş kuru yemiş, süt, ayran, peynir, çeşnili ve tahıllı ekmek çeşitleri, yumurta, doğal mineralli su ve şekersiz sakız, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, bilim kurullarınca belirlenmiş kriterlerde üretilmiş hazır paketli yiyecek ve içeceklerin satışı mümkün olabilecek.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.