Okul Çantası Uyarısı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Ebru Yılmaz Yalçınkaya, bel ağrısı, kas incinmesi gibi sorunların yaşanmaması için okul çantasının, vücut ağırlığının yüzde 10-15'ini geçmemesi gerektiği uyarısını yaptı.

Yalçınkaya, okul çantasının uygun olmayan ağırlık ve pozisyonlarda taşınmasının omuz, boyun, sırt ve bel ağrısına sebep olabildiğini, uzun süre bu yanlış ağırlık ve pozisyonda çanta taşımanın ayrıca tekrarlayan stres yaralanmalarına neden olduğunu anlattı.

Çantayı taşımak için çocuğun baş ve üst omurgasını öne eğmesinin vücut ağırlık merkezinin değişmesine yol açtığını dile getiren Yalçınkaya, "Bilimsel çalışmalar, okul çantasının, vücut ağırlığının yüzde 10-15'ini geçmemesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca çantanın askılarının iki omuza, enli, geniş, yumuşak pedli olacak şekilde takılması incinmeleri önler." diye konuştu.

Ebru Yılmaz Yalçınkaya, ayrıca okula yürünen yolun 20 dakikanın üzerinde olmasının da bir dezavantaj olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Okullarda öğrencilere ait kilitli dolapların bulunması, geniş kapsamlı kütüphane ve etüt imkanlarının arttırılması, okul-ev arası taşınan kitap, defter yükünü azaltır. Sırt, bel ağrıları ve omurga sorunları, sadece sırt çantaları değil, çocuk ve gençlerin uzun süre omurganın kötü pozisyonunda bilgisayar, cep telefonu başında vakit geçirmeleri, uygun olmayan duruşta ders çalışmaları sebepli de oluşur."

BİLGİSAYAR EKRANININ ÖLÇÜSÜ GÖZ HİZASINDA OLMALI

Doç. Dr. Yalçınkaya, ders çalışılırken kalça ve diz açısının oturduğunda 90 derece olması ve ayakların yere değecek şekilde uygun masada çalışılması gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bilgisayar ekranının üst ölçüsünün göz hizasında olması ve 20-25 dakikada bir ayağa kalkıp oturmak gibi pozisyon değiştirmek ya da nazik boyun, omuz hareketleriyle omurganın kanlanmasını sağlamak çok önemlidir. Çocuğun vücut yapısı ve fiziksel potansiyeline göre seçilecek sportif aktiviteler, sağlığını ve ders başarısını olumlu etkileyecektir. Ayrıca omuz yüksekliğinin simetrik olmadığı, gövdenin öne veya arkaya daha eğimli olması gibi durumlar fark edilir edilmez, skolyoz, kifoz gibi rahatsızlıklar için bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman doktoruna başvurulmalıdır."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.