Öğrencilerin Ayağına Kadar Giden 'seyyar Sınıf'

Hatay'da hayata geçirilen "Seyyar Okul Projesi" kapsamında şehir merkezine uzak yerlerde kurdukları derme çatma çadırlarda aileleriyle yaşamlarını sürdüren Suriyeli miniklerin ayağına kadar anaokulu eğitimi götürülüyor.

Hatay'da, içerisinde boya kalemlerinden etkinlik malzemelerine kadar bir ana sınıfında olması gereken tüm gereçleri barındıran ve tekerlekli olması sayesinde istenilen yere taşınabilen "seyyar sınıf", Suriyeli miniklerin geleceklerine umut oluyor.

Kırıkhan Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hatay Yardımlaşma Derneğince (HAYAD) hayata geçirilen "Seyyar Okul Projesi" sayesinde eğitim, şehir merkezine uzak yerlerde kurdukları derme çatma çadırlarda aileleriyle yaşamlarını sürdüren Suriyeli miniklerin ayağına kadar götürülüyor.

Yaklaşık 8 metrekarelik tekerlekli konteynerden oluşan sınıf, içerisindeki masa sandalye, boya, boyama kitabı ve daha birçok etkinlik için kullanılan malzemeler ile adeta eğitim kutusunu andırıyor.

Duvarlarında mevsim panoları ve öğretici resimlerin yer aldığı, elektrikli sobayla ısınmanın sağlandığı sınıfta, Suriyeli minik öğrencilerin de yüzü gülüyor.

İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Cahit Ayazhan, hayata geçirilen projenin Suriyeli öğrencilerin eğitim ve öğretimi için bir alternatif olduğunu söyledi.

Amaçlarının, hiçbir öğrencinin eğitimden geri kalmamasını sağlamak olduğunu belirten Ayazhan, şöyle devam etti:

"İlk olarak geçen yıl ilçeye bağlı Kaletepe mevkisinde bu okulumuz faaliyet gösterdi ve okula ulaşamayan, çadırda yaşayan 36 Suriyeli öğrencinin okul ihtiyaçları karşılanıp eğitim öğretim imkanı sunuldu. Bu yıl ise Çataltepe'de çadır içerisinde yaşayan Suriyeli vatandaşların özellikle ana sınıfı öğrencilerinin köydeki okulumuza ulaşamadıkları görüldü ve çalışma bu yönde geliştirildi."

"Biz öğretmenler her şekilde eğitim yaparız"

Seyyar sınıfın tek öğretmeni Aynur Doğan da öğrencilerini çok sevdiğini ve onların eğitimi için elinden geleni yaptığını söyledi.

Seyyar sınıfın kendisi için diğer okullardan farksız olduğunu vurgulayan Doğan, şunları aktardı:

"Herkes zor olarak görüyor. 'Yapamazsın' dediler ama bence çok da zor değil. İnsan sevdikten sonra zor değil, malzemelerimiz var, etkinliklerimiz oluyor, resim yaptırıyorum, boyama yapıyoruz, eğlenceli geçiyor günümüz. Elimizdeki imkanlarla en güzelini yapmaya çalışıyoruz. Biz öğretmenler her şekilde eğitim yaparız, çok konforlu bir bina olmasına gerek yok. Burada da çok güzel eğitimler yapılabiliyor. Yer, mekan önemli değil, önemli olan onlara bir şeyler öğretmek ve geleceğe hazırlamak."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.