Obezite, Şeker ve Kalp Hastalarına Özel Un Üretildi

Konya'da bir işletme tarafından, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunca (TÜBİTAK) geliştirilen bir ürünün kullanımıyla, obezite, şeker ve kalp hastalarının tüketebileceği özel içerikli un üretildi.

Kentte 1964'den bu yana başta mısır, buğday, arpa ve soya olmak üzere hemen her çeşit hububat üzerine çalışan ve insan sağlığını koruyucu fonksiyonel gıdalar üreten bir şirket, 3,5 yıl önce "şeker, obezite ve kalp hastaları için ne yapabiliriz?" düşüncesiyle harekete geçti. Aynı dönemde Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesinin klinik çalışmalar sonrasında kriterlerini belirlediği bir ürünün geliştirilmesi konusunda TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi de proje başlattı.

Firma ve TÜBİTAK'ı aynı amaç üzerinde buluşturan çalışmanın ardından, Türk mühendisleri tarafından, gündelik hayatta kullanılan beyaz unun şeker, kalp hastalıkları ve obeziteyi tetikleyen özellikleri minimuma indirilerek, özel içerikli un üretildi. 2017'de piyasaya sürülecek ürün, ilk etapta internet üzerinden eczaneler kanalıyla, sonraki süreçte ise marketlerden temin edilebilecek.

HASTALARA YARDIMCI OLACAK

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gıda Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. İncinur Hasbay, çağın hastalıkları arasında yer alan obezite, kalp ve şeker rahatsızlığı için TÜBİTAK olarak 3,5 yıl önce ciddi bir araştırma sürecine girdiklerini anlattı.

Geliştirdikleri ürünün faydasından bahseden Hasbay, şöyle devam etti:

"Üretilen bu fonksiyonel ürün, gıdaların enerjisini ve glisemik indeksini azaltarak obezite, kalp ve şeker hastalıklarıyla mücadeleye yardımcı olacak. Ürünün kalın bağırsakta sindirilebilmeyi sağlayan özelliği sayesinde, kullanıldığı alanlarda sağlık üzerine etkileri bakımından diyet lif özelliği gösterecek ve kalın bağırsakta diyet liflere göre daha kolay fermente edilebilecek.

Probiyotik olma özelliklerinin yanında bu ürün, vücutta enerji tüketimini ve hücre içinde mitokondri hızını da artırarak kilo almayı önleyen bütirat ve bol miktarda kısa zincirli yağ asitleri üretmesi nedeniyle bağırsak sağlığı, özellikle kolon kanserinin önlenmesi açısından da yararlı olacak."

ŞEKER HASTALARI BEYAZ EKMEK YİYEBİLECEK

İşletmenin yönetim kurulu başkanı Nurettin Demirpolat ise Türkiye'nin her alanda olduğu gibi gıda sektöründe de büyük gelişme gösterdiğini dile getirdi.

Son 50 yılın hastalığı olarak sıklıkla gündeme gelen obezite, şeker, kalp ve bağırsak hastalıklarının önlenmesi konusunda "ne yapabiliriz?" diye düşündüklerini ve bu doğrultuda bir şeyler yapmayı istediklerini vurgulayan Demirpolat, şunları kaydetti:

"Yılların verdiği tecrübeyle unun olumlu olan yapısının geliştirilmesi üzerinde durduk. Bu alanda ciddi çalışmalar gerçekleştiren TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinin uzmanlarıyla görüştük. Obezite, kalp ve şeker hastalarının da rahatlıkla beslenmelerini sağlayacak bir ürünün üretimini sağladık. Piyasada kalp, şeker ve obezite hastalıklarının tedavisine yönelik bilgi kirliliği var. Klinik çalışmalar yapılmadan ve bilimsel zemine dayanmayan pek çok ürün deva olarak sunuluyor. Ne var ki biz bu konuda Türkiye'deki en yetkin otorite olan TÜBİTAK'a kendimizi teslim ederek, Anadolu'nun bilim insanlarının geliştirdiği yerli ürünü ürettik. Özel içerikli un sayesinde artık şeker, obezite ve kalp hastaları da rahatlıkla beyaz ekmek yiyebilecek. Probiyotik özelliği sayesinde bağırsak florasının korunmasına yardımcı olan ürün, kolon kanserine kadar giden pek çok hastalığın önlenmesine de yardımcı olacak."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.