Nadide Eserlere “İnce” Dokunuşla Özel Koruma

Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'nde yer alan, İbn-i Sina'dan Sadrettin Konevi’ye, Mevlana’dan İbn-i Arabi’ye birçok ünlü düşünürün eserleri, şifreli çelik kapılı ve 4 kat yalıtımlı özel bölümlerde muhafaza ediliyor.

Sahip olduğu yazılı kaynaklar ve yayınlar bakımından Türkiye’nin önemli kütüphanelerinden biri olan Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde, büyük bölümü Selçuklu dönemine ait yaklaşık 30 bin nadide yazma eser, şifreli çelik kapılı ve 4 kat yalıtımlı özel bölümde saklanıyor.

Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü'ndeki Yazma Eserler Kütüphanesi, devir, satın alma ve bağış yoluyla kazandırılan kitaplarla her geçen gün daha da zenginleşiyor.

Mevlana’dan İbnül’l Arabi’ye çok sayıda düşünürün paha biçilmez eserlerinin yer aldığı Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde, birbirinden değerli el yazması eserler, gazeteler ve matbu kitaplar titizlikle yapılan çalışmalarla geleceğe taşınıyor.

“DİJİTAL ORTAMA AKTARILIYOR”

Fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkenler nedeniyle yıllara meydan okumakta güçlük çeken “hasta ve yaralı” eserler, cilt ve onarım atölyesinde elden geçiriliyor. Önemine ve “hastalıkları”na göre değerlendirilen eserlerin, eksik sayfa olduğu tespit edilen kitapların formaları sökülüyor ve fırçalarla tozu temizleniyor.

KİTAPLARIN EN BÜYÜK DÜŞMANI

Kitapta oluşan mantarlar da kimyasal solüsyonlarla arındırılıyor. Kitapların en büyük düşmanı olan kurtların açtığı delikler doldurulduktan sonra yırtıkları yamanıyor. Kitap, restorasyonun tamamlanmasının ardından ciltleniyor. Elden geçirilen eser daha sonra da dijital ortama aktarılıyor.

Restorasyon işlemiyle ömrü daha da uzatılan eserler, yeni halleriyle kütüphane raflarındaki yerini alıyor.

NADİDE ESERLERE ÖZEL KORUMA

Mevlana’dan İbnü’l Arabi’ye, İbn-i Sina’dan Sadrettin Konevi’ye, büyük düşünür ve alimlerin kitaplarının da arasında yer aldığı, çoğunluğu Selçuklu dönemine ait 30 bin eser, şifreli çelik kapılı ve 4 kat yalıtımlı özel bölümde saklanıyor.

Kromnikel sacla kaplı bölüm; yanma, çalınma, kaybolma ve yıpranma gibi her türlü olumsuzluğa karşı içeriden ve dışarıdan güvenlik kameralarınca takip ediliyor. Kütüphanenin bu özel bölümünde saklanan nadide eserler, ısı ve nem dengesini ayarlayan özel sistemle korunuyor.

Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bulunan değerli yazma koleksiyonlarını bir araya toplayarak bakım ve onarımlarının yapılmasını sağlıyor. 20 bine yakın el yazması ve nadir bulunan kitabın özel güvenlikli kasalarda muhafaza eden kurumda, kitaplar özenle arşivleniyor. Arşivdeki kitaplar arasında; 7 farklı dilde yazılan dini eserlerin yanı sıra eski tıp ve matematik bilimlerine kadar yüzlerce el yazması eser bulunuyor. ( Abdullah Coşkun - Anadolu Ajansı )

Ana binada yer alan bu özel bölüm, bankaların para dairesi gibi korunuyor. Muadilinden 10 kat daha güçlendirilen çelik kapının, 3 anahtarı 3 farklı kişide muhafaza ediliyor. Ayrıca çelik kapının döndürülerek ayarlanan şifreli kilidi de bulunuyor.

OKUYUCU VE ARAŞTIRMACILAR ESERLERİN DİJİTALİNE ERİŞEBİLİYOR

Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin, kütüphanede 30 bini el yazması olmak üzere 120 bin eserin yer aldığını söyledi.

Kütüphanede dünyanın en kıymetli eserlerinin bulunduğunu anlatan Şahin, şöyle konuştu:

“Kütüphanemizde Arapça, Farsça, Ermenice, Süryanice, Kürtçe, Osmanlı Türkçesi ve Çağatayca olmak üzere 7 dilde eserler mevcut. Bunlar arasında Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid'in fermanı, 17’nci yüzyılda Roma’da basılan İncil ile İbn-i Sina’nın ‘El- Kanun Fit Tıbb’ eseri bulunuyor. Kütüphane arşivindeki nadir eserleri incelemek isteyen okuyucular ve araştırmacılar, dijital veri olarak bu eserlere ulaşabiliyor.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.