Müzdelife Vakfesinin Geçerlilik Şartları

Müzdelife vakfesinin geçerlilik şartları nelerdir? İşte müzdelife vakfesini geçerli kılan şartlar...

Müzdelife vakfesini geçerli kılan dört husus...

a) Hac İçin İhramlı Olmak

Diğer hac menasiki gibi Müzdelife vakfesi de ihramsız geçerli olmaz.

b) Arafat Vakfesini Yapmış Olmak

Arafat vakfesini yapmayan kimsenin haccı, dolayısıyla Müzdelife vakfesi geçerli olmaz.

c) Vakfeyi Müzdelife Sınırları İçinde Yapmak

Muhassır vadisi dışında124 Müzdelife’nin her yerinde vakfe yapılabilir. Peygamberimiz (s.a.s.),

“Müzdelife’nin her tarafı vakfe yeridir.”(Nesâî, Menâsik, 212. V, 265. Müslim, Hac, 310. I, 893.) “(Ancak) Muhassir Vadisi’nden uzak durun”( İbn Mâce, Menâsik, 55. 3013. II. 1002.)

buyurmuş, Akabe cemresine atılacak taşları buradan toplatmıştır.( Nesâî, Menâsik, 204, 217, 218. V, 258, 268, 269.)

d) Vakfeyi Belirli Zaman İçinde Yapmak

Müzdelife vakfesinin zamanı, bayramın birinci günü fecr-i sadıktan güneşin doğmasına kadar olan süredir. Günümüzde yer darlığı ve izdiham nedeniyle Müzdelife Vakfesi, Arefe günü güneşin batımından bayram sabahı güneşin doğmasına kadar olan zaman içersinde yapılmaktadır.

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre Arefe gününü bayrama bağlayan gecenin yarısından fecr-i sadığa kadar geçen süredir. (Gece yarısı, güneşin batışı ile fecr-i sâdık arasındaki sürenin ortasıdır.)(128Kâsânî, II, 136. Şirbînî, II, 264. İbn Kudâme, V. 24.)

Mâlikî mezhebine göre arefe günü akşamı güneşin batışından bayram sabahı fecr-i sadığa kadar olan süredir.(Başnefer, s.254.)

Kaynak: Diyanet Hac İlmihali, DİB Yayınları

https://www.islamveihsan.com/muzdelife-vakfesi-nedir.html

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.