Mutfağınızdaki Bu Yiyecekler Sizi Öldürebilir!

Neredeyse her gün yediğiniz bazı sebze ve meyvelerin son derece ölümcül olabileceğini biliyor muydunuz?

Dikkat edin! Eğer bu meyve sebzeler sizi öldürmüyorsa güçlendirebilir.

ELMA ÇEKİRDEĞİ

Elma çekirdeği, siyanürün bir çeşidi olan hidrosiyanik asidi barındırdığı için listemizin ilk sırasında.

KİRAZ ÇEKİRDEĞİ

Kiraz çekirdeği de tıpkı elma çekirdeği gibi hidrosiyanik asit içeriyor. Yutmayın, tükürün.

PATATES

Işık altında uzun süre kalan patateslerde solanin adlı bir madde oluşur. Bu madde ise ishal, baş ağrısı, kramp, koma ve hatta ölüme bile yol açabiliyor.

BADEM

İşlenmemiş ve acı bademlerde de tıpkı elma ve kiraz çekirdeği gibi hidrosiyanik asit bulunuyor ve özellikle çocuklarda ölümcül sonuçlar verebiliyor.

BAL

İşlenmemiş ballarda bulunan grayanotoksin, "deli bal" adlı hastalığa yol açarak, halsizlik, mide bulantısı, kusma gibi durumlara yol açıyor.

DOMATES

Domates kökü ve yaprakları, alkali zehirlenmesine yol açarak mide rahatsızlıklarına neden olmakta.

TON BALIĞI

Ton balığında rastlanan cıva miktarının yüksekliği, böbrekte ve beyinde ciddi hasarlara yol açıyor. Bu nedenle Amerikan sağlık bürosu FDA, çocuklar ve hamile kadınların ton balığı yemesini tavsiye etmiyor.

KAJU

İşlenmemiş çiğ kajularda, zehirli sarmaşık bitkisinde de rastlanan urushiol maddesi bulunuyor. Bu madde, özellikle alerjik bünyelerde ölüme yol açabiliyor.

MANTAR

Mantar hepimizin bildiği üzere yanlış kullanıldığında ölümcül silaha dönüşebilecek bir gıda. Halüsinasyondan ölümlere kadar etkileri olduğu için çok dikkatle seçilmeli.

LİMA FASULYESİ

Lima fasulyesi her ne kadar sofralarımıza yabancı bir sebze olsa da, bir yerlerden tabaklarınıza düşerse çok dikkat edin, çünkü yoğun miktarda siyanür içeriyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.