Müminler Arası İlişkide Şeytanın Oyunları

Altınoluk Dergisi 358. sayısında "Mü’minler arası ilişkilerde şeytanın oyunları" konusu ele alınıyor. Altınoluk, mü’minler camiası için hayat – memat meselesi gibi olan bu konuyu gündeme getirerek, çağımızda, İslam ümmetini en çok yaralayan bir derdin çaresini arama yolunu açmaya çalışıyor.

Halik Teâlâ’nın “İnsanın apaçık düşmanı” olarak nitelediği ve kıyamete kadar kendisine insanı yoldan çıkarma fırsatı tanıdığı Şeytan’ın bu hedefe ulaşmak için ortaya koyduğu pek çok fesat taktiği var.

Şeytan’ın çalıştığı alanlardan birisi de mü’minler arası ilişkileri fesada uğratmak.

Allah Teâlâ mü’minlere “kardeş olun” diyor, Şeytan da bu işe zehir katmaya çalışıyor. Kardeşlik ilişkisini yaşayacak olan da mü’minlerdir, duygularına zehir katılmasına fırsat verecek olanlar da.

İmtihan burada. Yaşadığımız çağda veya öncelerinde mü’minler arası ilişkilere baktığımızda, zaman zaman, “İki mü’min ya da mü’min gruplar nasıl böyle bir boğazlaşma içine girer?” diye sorduğumuz durumlar oluyor. Hem çok oluyor. Öylesine çok oluyor ki, cihanşümul bir sulhu, barışı, selameti, güvenliği inşa etmeye, canlı-cansız her varlığa iyilik taşımaya talip olan İslam, ne yazık ki öncelikle kendi bağlılarının birbiriyle vuruşmasına şahit oluyor.

Neden? Ne oluyor ki şeytan damarlarımıza giriyor ve birbirimize karşı münafereti hakim kılacak ölçüde duygularımızı darmadağın ediyor. Kardeşlikten boğazlaşmaya savrulmak, nasıl bir kalbi-zihni alaboranın sonucudur?

ŞEYTANIN OYUNLARI

Onun oyunu var, bizlerin de oyuna gelmişliğimiz. Ya da onun oyunu varsa biz de ona karşı kendi savunma silahlarımızı kuşanırız. Demek istiyoruz ki: Oyunları görürsek, belki kalbimizi onlara karşı tahkim etmenin yollarını ararız. Bir kalb direnci kazanmaya çalışırız.

Kur’anımız bu alanda ikazlarla dolu. Yeter ki onları anlayıp, yüreğimize kazıyalım ve insanlara, mü’minlere, yere göğe karşı her türlü münasebetlerimizde onları otomatik bir davranış kalıbı olarak devreye sokalım.

Kolay mı? Değil elbet. İnsan ilişkileri her zaman meltem esintisi gibi gelişmez, çoğu zaman yaşanan bir fırtına ortamıdır. ‘Öfke aklı giderir’, sözü tam bu durumlar için söylenmiştir.

Şeytan, insanın zayıf, bağışıklık direncini kaybetmiş noktalarını bularak damarlara giriyor, hiç kuşkusuz. Onun bütün hilelerini bilip, kendi kişiliğimizi ona karşı dirençli hale getirmek. Mesele bu.

Altınoluk, mü’minler camiası için hayat – memat meselesi gibi olan bu konuyu gündeme getirerek, çağımızda, İslam ümmetini en çok yaralayan bir derdin çaresini arama yolunu açmaktadır. Dileriz derdi dert edinir ve çaresini öncelikle kendi içimizde ararız. Rabbimizin huzuruna birbirine yumruk sallayan kişiler, topluluklar olarak çıkmayı hiçbir mü’minin tercih etmeyeceği muhakkak. O zaman yüreklerimizi avucumuzun içine alıp, onda, diğer mü’minlere karşı menfi ne varsa arındırmak için gayrete gelmemiz lâzım.

Rabbimizden bu gayretimize yardım lutfetmesini dileyerek sizleri Altınoluk’la başbaşa bırakıyoruz.

ALTINOLUK’TA [ARALIK 2015] NELER VAR?

Ahmet Taşgetiren, "İçine Şeytan Kaçmış İlişkiler" başlığında mü'minler arası ilişkileri masaya yatırıyor.

Dr. Adem Ergül, "Parçalayıcı Düşmana Dikkat!" başlıklı yazısında şeytanın en önemli misyonunu anlatıyor.

Prof. Dr. Süleyman Derin, "İnsani İlişkilerde Şeytanın Tuzakları"nı yazdığı bu yazısında Müslümanlara karşı kötü duygular besletme hususunda şeytanın iğvasına kulak asmamız gerektiğini altını çiziyor.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, Hak Dostlarından Hikmetler “Hâlid-i Bağdâdi-5” başlıklı yazısında mütevâzi mü'minin, kâmil mü'minin alâmet-i fârikasını anlatıyor.

Merhum Hacı Gedikli ağabey ile sağlığında konuşan Y. Selamn Tan, yaptığı sohbetin ikinci kısmını bu sayıda yayınlıyor.

Altınoluk’ta yer alan diğer yazılar ise şöyle:

Rabia Brodbeck, "Aşkı Özledik!"altinoluk_358

Prof. Dr. İrfan Gündüz, "Muhâsebe Gerçeği ve Gerekliliği"

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, "Yol Odur ki Doğru Varsa Allah'a"

Senai Demirci, "Rahmetin Heykeli Olsaydı"

İdris Arpat, "Hangi Kapıya"

Mehmet Dinç, "Bir Dakikanız Var Mı?"

Ali Rıza Temel, "Görevlilerin Sorumluluk ve Hassasiyeti"

Nureddin Yıldız, "Bu Ümmetin Genci"

M. Sâmi Ramzanoğlu (k.s.), "Güzel Ahlak"

Sadık Dânâ, "Bütün Kötü Sıfatların Anası Kibir"

Cafer Durmuş, "Kur'ân'da Zaman Tasavvuru"

Neslihan Nur Türk, "Ölümün Karanfil Acısı Tadı: Uyanıklık"

Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, "Kelâmi Dergâhı'nda Tefsir Dersleri Kur'3an Tilaveti ve Hafızlar-2"

Cemal Nar, "Bir Şeyler Yapmalıyız"

Hatice Şahin, "Bişkek'te Huzurlu Aile Yuvası"

Mustafa Eriş, "Resulullah'ın San'a Valisi Firûz ed-Deylemî (r.a.)

Ahmet Başer, "Baklava Sevmez Misiniz?"

Kamil Yeşil, "Bir Hoş Sadâ Hacı Hüseyin Kurutaş"

Beytullah Demircioğlu, "Kürselleşen Terör Mağdurlar ve İhya Edilenler"

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.