Müftüler Nikah Kıyacak

Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Tasarıyla, il ve ilçe müftüleri de evlendirme memurları arasına ekleniyor.

Tasarıyla, Nüfus Hizmetleri Kanununda bulunan tanımlar gözden geçirilerek ifadeler güncelleniyor. Tanımlara, "Veri Paylaşımı Kurulu" ve "yetkili idare" tanımları ekleniyor.

Elektronik ortamda tutulan aile kütüklerinde kişiye ait tek bir kayıt tutulacak, kişi ve olay kayıtları Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile ilişkilendirilecek. Bu konuda İçişleri Bakanlığı yetkili olacak.

Aile kütüklerinde yer alacak bilgilere velayete ve vesayete ilişkin bilgiler ilave edilecek. Velayet ve vesayeti gerektiren hallere ilişkin bilgiler sadece elektronik ortamda tutulacak.

İkamet izni verilen yabancılar, İçişleri Bakanlığınca kimlik numarası verilerek yabancılar kütüğüne kaydedilecek. Türkiye'de bulunan yabancılara ikamet izni şartı aranmaksızın kimlik numarası vermeye Bakanlık yetkili olacak, ancak diplomatik misyon mensupları bu hükmün dışında olacak.

Yabancıların Türkiye'de meydana gelen nüfus olaylarına ilişkin olarak nüfus müdürlüklerine yapılan başvurular üzerine ilgili olay formları düzenlenecek ve bir örneği kendilerine verilecek. Bu formlar özel bir dosyada saklanacak.

Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye'de 30 gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise 60 gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunlu olacak. Doğum bildirimleri, doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşlarına da yapılabilecek.

Sağlık kuruluşları ve sağlık kuruluşları dışında sağlık personeli nezaretinde gerçekleşen doğumlar; ilgili sağlık birimince bulunulan yer nüfus müdürlüğüne beş işgünü içinde bildirilecek.

Bildirimde; doğumun sağlık kuruluşunda veya sağlık personeli nezaretinde olduğunu ispatlayan rapor veya resmi belge ve doğum tescil isteğini belirten form dilekçe yer alacak. Sağlık personeli nezaretinde gerçekleşmeyen doğum bildirimi; gebelik sırasında anneyi takip eden tabip ya da sağlık mesleği mensubunca düzenlenecek rapor veya belge ile yapılacak.

DOĞUM BİLDİRİMİ SÖZLÜ BEYANLA DA YAPILACAK

Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılacak. Beyanın teyidi amacıyla mülki idare amirinin emriyle, aile hekimlerinin aracılığıyla araştırma yaptırılacak. Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılacak.

Çocuğa konulan ad, üç adı geçmemek üzere ve kısaltma yapılmadan yazılacak.

Yurt dışındaki doğum bildirimleri, yabancı makamlardan alınan resmi belge veya raporun dış temsilciliğe verilmesi ile yapılacak. Doğum bildiriminin dış temsilciliğe bizzat yapılamaması halinde, yabancı makamlardan alınan resmi belge veya rapor ile çocuğa konulan adın belirtildiği dilekçe, ana ve babanın kimlik bilgilerini gösteren belgelerle birlikte dış temsilciliğe gönderilmesi suretiyle de yapılabilecek.

Ölü doğan çocuklar aile kütüğüne yazılmayacak. Bir doğumda birden ziyade doğan çocuklar doğuş sırasıyla yazılacak.

İL VE İLÇE MÜFTÜLERİ DE EVLENDİREBİLECEK

Tasarıyla, il ve ilçe müftüleri de evlendirme memurları arasına ekleniyor. Tanınan veya babalığa hüküm kararı ile soybağı kurulan çocuklar, babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile nakledilecek.

Merkezi veri tabanında yer alan bilgilere göre, uzun süre işlem görmeyen ve yaşı itibarıyla ölü olması muhtemel kişilerin kayıtları Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce kapatılacak. Bu kayıtların araştırılması, mülki idare amirinin emriyle kolluk kuvvetlerine yaptırılacak. Araştırma sonucu ölü oldukları tespit edilenlerin ölümleri tescil edilecek, sağ olduğu tespit edilenlerin kayıtları ise açılacak.

Haklı sebeplerin bulunması halinde, aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hakimden istenebilecek. Nüfus müdürlüğü, ad değişikliği halinde, bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı; soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltecek.

Kişiler; kendileri ve alt ya da üst soylarına ait nüfus kayıt örneklerini, kendileri ve ergin olmayan çocuklarının ise yerleşim yeri belgelerini, güvenli kimlik doğrulama araçlarını kullanarak e-devlet kapısı üzerinden sorgulayabilecek, sonucu fiziki veya elektronik ortamda merciine verebilecek. E-devlet kapısı üzerinden alınan belgeler, nüfus müdürlüklerinden alınmış diğer belgeler gibi aynı hukuki değere sahip olacak.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.