Mescid-i Aksa’daki İç Restorasyon Tamamlandı

İsrail işgali altında bulunan Doğu Kudüs’teki Müslümanların ilk kıblesi, semavi dinlerin buluşma noktası Mescid-i Aksa külliyesindeki Kubbet’us Sahra’nın 8 yıl, Kıble Mescidinin de 2 yıl süren iç restorasyon işlemleri tamamlandı. Kıble Mescidi'nde restorasyon çalışması sonrası, tezhip sanatıyla süslendi. Duvarlarındaki motiflerin eksikleri tamamlandı ve boyaları yenilendi.

Kudüs İslami Vakıflar Dairesi Başkanı Azzam el-Hatip, yaptığı açıklamada, "Bu yıl Kubbet'us Sahranın ve Kıble Mescidi'nin iç restorasyonlarını tamamladık. Yakın zamanda dış restorasyona başlayacağız." dedi.

800 METREKARELİK RESTORASYON

Kubbet'us Sahra'nın restorasyonunun 8 yıl, Kıble Mescidi'nin de 2 yıl sürdüğünü belirten Hatip, "Mozaikler ve sıva dekorasyonu dahil bin 800 metrekarelik alan üzerinde kapsamlı bir restorasyon süreci oldu." ifadelerini kullandı.

Emevi Halifesi Abdülmelik Bin Mervan tarafından Hazreti Muhammed'in üzerinden miraca yükseldiğine inanılan kayanın üzerine 691 yılında yaptırılan ve "kayanın kubbesi" anlamına gelen Kubbet'us Sahra Mescidi'nin içi uzun yıllar süren restorasyon çalışması sonrası, tezhip sanatıyla süslendi. Duvarlarındaki motiflerin eksikleri tamamlandı ve boyaları yenilendi.

Yapılan son restorasyon işleminin bitmesiyle beraber Mescid-i Aksa'nın daimi cemaati bile restorasyon çalışmalarına hayran kaldı, Mescid-i Aksa'nın en önemli sembollerinden biri haline gelen altın kaplamalı Kubbet'us Sahra'nın içi yepyeni bir görünüme kavuştu.

İtalyalı uzmanlar ile İslami Vakıflar Dairesi tarafından daha önce İtalya'da eğitim görmek üzere gönderilen mühendis ve mimarların restorasyon işleminde çalıştığını belirten Hatip, milyonlarca dolara mal olan restorasyon çalışmalarının Ürdün Haşimi Fonu tarafından karşılandığını aktardı.Mozaikler ve sıva dekorasyonu dahil bin 800 metrekarelik alan üzerinde kapsamlı bir restorasyon yapıldı.

İSRAİL RESTORASYONU ENGELLEMEYE ÇALIŞTI 

Hatip, Ürdün Kralı II. Abdullah Bin El Hüseyin'in başta Mescid-i Aksa olmak üzere İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'te bulunan İslami vakıfların restorasyonuna önem verdiğini vurgulayarak, yapılan restorasyonun hiçbir değişikliğe yol açmadığını ve ilk günkü şekil üzerine yenilendiğini ifade etti.

Ayrıca, Kıble Mescidi'nin dökme kurşun kubbesinin değiştirilmesi projesi, Kubbet'us Sahra Mescidi'nin kubbesinin restorasyonu projesi ve dış ışıklandırma sisteminin yenilenmesi ile iç ahşap kaplama dekorasyonu şeklinde uzun yıllar sürecek dört ayrı restorasyon projesinin de olduğunu belirten Hatip, İsrail'in restorasyon çalışmalarını engellemeye çalıştığını belirtti.

Hatip şöyle konuştu:

"İsrail, restorasyonda kullanılacak malzemelerin girişinde engel çıkarıyor. Hatta doğrudan restorasyon işlemine karışmak istiyor. İsrail'in restorasyona müdahil olması apaçık bir tehdittir. Restorasyon projelerimize kim olursa olsun müdahil olmasına asla izin vermeyeceğiz."

MÜSLÜMANLARIN KUTSAL MEKANI

İslam Halifesi Hazreti Ömer'in emriyle 636 yılında inşa edilen Kıble Mescidi, 1969 yılında Denis Michael Rohan adlı Avusturalyalı fanatik bir Yahudi'nin saldırısına maruz kalmış, çıkardığı yangın sonucu, mescide Selahaddin Eyyubi tarafından hediye edilen "Selahaddin Minberi" ile güney duvarı tamamen yanmıştı.

Ürdün Kraliyet Divanı tarafından Ürdün'deki Balka Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'ne, yanan Selahaddin Minberi'nin tüm ölçülerine uygun şekilde yaptırılan yeni bir minber 2007 yılında Kıble Mescidi'ne konulmuştu.

Mescid-i Aksa dünya Müslümanları için, Mekke'deki Mescid'ul Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonraki en kutsal alan.

YAHUDİLERİN İHLALLERİNE MARUZ KALIYOR

İsrail yönetimi, Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine de yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal Yahudi örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğu iddia ederek Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılmasını istiyor.

UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve tasarı, 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti. İsrail'in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere "hayır" oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. UNESCO Yürütme Kurulu da iki gün önce kararı onaylamıştı.

Yahudiler, içerisinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisinin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğunu iddia ediyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.