Mânevi Hayatımız İçin Dikkat Etmemiz Gereken Hususlar!

Günümüzde kazanma hırsı körüklendikçe körükleniyor. Fakir-fukarânın mahzun bakışlarına aldırılmadan, en leziz gıdâlar, lokanta vitrinlerinde teşhir ediliyor. Satan helâlinden de satsa, alan helâl parasıyla da alsa, üzerinde yetim bakışların, mahrum nazarların yanık tesirlerinin kaldığı bu gıdâ ve kazanç, mânen yaralıdır, yaralayıcıdır. Göz hakkını bir kul hakkı gören müstesnâ medeniyetimizden bugün geriye ne kaldı?..

REKLÂM ALDATMACALARI

Reklâmlarda mamuller iddialı ve abartılı bir şekilde methediliyor, müşteriyi ikna etmenin türlü yolları kullanılıyor. Eğer olduğundan daha iyi, daha güzel gösteriliyorsa, bir aldatma meydana geliyorsa elbette bunda da vebal vardır.

Yine israfı, hizmet mîâdını doldurmamış bir eşyayı atıp yenisini almayı, lüksü, başkalarına üstün görünmeyi körükleyen reklâmlarla yapılan satış ne kadar temizdir?

VÜCUT HATLARINI BELLİ EDEN ELBİSELERİN ÜRETİLMESİ VE SATILMASI

Sokakta giyileceği besbelli olan açık-saçık kıyafetlerin, örtülüymüş gibi görünse de vücut hatlarını belli ettiği için dînen tesettür kabul edilmeyen elbiselerin üretilmesi, geliştirilmesi ve satılması günaha vesile olmak, haramı teşvik etmek sûretinde, mes’ullerini günaha ortak etmez mi?..

Bunlar fıkhın, ilmihâlin zâhirine bakıp kimi gafillerce helâl addedilebilir, fakat işin mânevî cephesinde, fetvâ kalpten istendiğinde vicdanlar sızlar, hassas bir kalp bunlara izin vermez.

Bu hususlarda hassâsiyet göstermek, kişinin mânevî hayatı için de zarûrîdir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2011 Ay: Kasım Sayı: 81

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.