Lösemili Çocukları Mutlu Ediyorlar

Samsun'da minik hastaları mutlu etmek için bir araya gelen Gözde Malkoç, Arzu Uslu, Esra Çepni ve Burcu Keskin, sosyal medya üzerinden bir ay önce "Mutluluğun Kanatları" grubunu kurdu. Kısa sürede 26 bin takipçiye ulaşan grup üyeleri, özellikle lösemili çocukların isteklerini yerine getirmeye çalışıyor.

Çocukları hastanede veya evinde tedavi gören ihtiyaç sahibi aileleri her gün ziyaret eden grup üyeleri, ihtiyaçlarını belirliyor. Sosyal medya üzerinden bunları paylaşan grup üyeleri, daha sonra Türkiye'nin dört bir tarafından kendilerine gelen hediyeleri ailelere ulaştırıyor. Tablet bilgisayar, yeni bir ayakkabı gibi isteklerde bulunan çocukların taleplerini karşılayan grup üyeleri, uçmak isteyen minik hastaları da düşünerek uzmanlar eşliğinde yamaç paraşütüyle gökyüzünde süzülmelerini sağlıyor.

Grup sözcüsü Burcu Keskin, "Mutluluğa giden yolda siz de kanat çırpın" sloganı ile yola çıktıkları yolu anlattı.

MUTLULUK KANA KARIŞAN EN İYİ İLAÇ

Keskin, "Bütün ihtiyaç sahibi çocukların ihtiyaçlarına cevap vermek için grubumuzu kurduk. 1 ayda sosyal medya üzerinde 26 bin takipçiye ulaştık. Desteğe ihtiyacı olan köy okullarındaki ve onkoloji servisinde tedavi gören çocukların ihtiyaçlarını sosyal medyadan bildiriyoruz. Takipçilerimiz de bize kargo yoluyla hediyelerini gönderiyor. Biz de kargodan alıp çocuklara ulaştırıyoruz. Çocuklarımıza ulaştırdığımız hediyeleri takipçilerimize fotoğraflarını gönderiyoruz." dedi.

Yoğun talep gelmesinden mutluluk duyduklarına işaret eden Keskin, kimseden maddi destek almadıklarını belirtti. Sadece hediye kabul ettiklerini vurgulayan Keskin, "Hasta çocuklarımız isteklerinin gerçekleşmesinde çok mutlu oluyorlar. Mutluluk kana karışan en iyi ilaçtır. Çocuklarımızın mutlu olması o kadar önemli ki o an kan değerleri yükseliyor. Kanser hastası çocuklarımız üzüldüklerinde kan değeri düşebiliyor, hatta ateşleniyorlar bizim amacımız onları mutlu ederek kan değerlerini de yükseltmek." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.