Kuş Kadar Hafif Dünya Kadar Ağır Yük!

İç savaşın sürdüğü Suriye'den kaçak yollarla Avrupa'ya gitmeye çalışırken ailesiyle birlikte bindikleri botun alabora olması sonucu ölen 2 yaşındaki Aylan bebeğin sahile vuran cansız bedenini kucağında taşıyan asker olay gününü anlattı.

Dünyayı yasa boğan fotoğraf karelerinde Aylan bebeğin minik cesedini kucağında taşırken görüntülenen Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş ve Olay Yeri İnceleme Tim Komutanı Mehmet Çıplak, olay günü yaşadıklarını paylaştı.

Çıplak, 1997 yılından bu yana Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinde, 2012 yılından bu yana da Bodrum'da görev yaptığın söyledi.

Çarşamba günü sabaha karşı 04.00 sıralarında 156 Jandarma İmdat hattını arayan bir vatandaş tarafından Akyarlar Fenerburnu açıklarında bir mülteci botunun battığı, kıyıya vuran cansız bedenler olduğu ihbarını aldıklarını belirten Çıplak, cumhuriyet savcısının olay yeri inceleme talimatı vermesi üzerine sabaha karşı 05.00 sıralarında Olay Yeri İnceleme Tim Komutanlığı olarak bölgeye intikal ettiklerini kaydetti.

Çıplak, olay yerine ulaştıklarında belirli bir vatandaş grubunun olduğunu, sahile yaklaştığında ise Aylan bebeğin cansız bedeninin kumlar üzerinde yüzüstü yatar bir vaziyette olduğunu ve dalgaların bedenine vurduğunu anlattı.

Jandarma Genel Komutanlığı vizyonunda "insan merkezli" görev anlayışına sahip olma sorumluluklarının bulunduğuna işaret eden Çıplak, "Bunun gerektirdiği en temel görevleri icra etmek en başta gelen vazifemizdir. Bu sebeple, bizim için her şeyden önemli olan insan hayatıdır. Aylan bebeğin yanına geldiğimde 'Allah'ım inşallah yaşıyordur' umuduyla hayat belirtisi aramaya çalıştım. Maalesef herhangi bir hayati belirtisi mevcut değildi. Çok üzülmüştüm" diye konuştu.

BEBEĞİ GÖRDÜĞÜMDE AKLIMA İLK OĞLUM GELDİ

Çıplak, kendisinin de her şeyden önce bir insan ve 6 yaşında oğlu olan bir baba olduğunu vurgulayarak, Aylan bebeği gördüğünde aklına ilk oğlunun geldiğini, biran kendisini de Aylan bebeğin yerine koyduğunu ifade etti.

Olayın tarif edilemeyecek kadar acı ve trajik bir durum olduğunu vurgulayan Çıplak, şöyle konuştu:

"Bazen insanlar cansız bedenlere yaklaşmaktan çekinirler. Aklıma hiç böyle bir şey gelmeden görevini yapan bir kolluk personelinden öte yavrusuna sarılan bir babanın hissedebileceği duygular içerisindeydim. Aylan bebeğin kuş kadar hafif ama bir babanın oğlunun cansız bedenini taşıma zorluğunun ağırlığıyla cansız bedenini kucağıma alarak otopsi yapılmak üzere cenaze nakil aracına götürdüm."

Çıplak, Aylan bebeği kucağına alırken çekilen görüntünün dünya gündemine taşınacağının ve günlerce gündemde kalacağının aklının ucundan dahi geçmediğini belirtti.

Türkiye'nin değişik bölgelerinde 10 yılı aşkın süredir olay yeri inceleme personeli olarak görev yaptığını, bu kadar ağır ve trajik olmamakla beraber benzer olaylarla sıklıkla karşılaştığını kaydeden Çıplak, şöyle devam etti:

"Daha önce görev yaptığım bir ilçede yakın arkadaşım trafik kazasında hayatını kaybetti. İlk defa yakın bir arkadaşımın ölümüne tanık olmuştum. Başka bir olayda ise bir kadın ve çocuklarının gözü önünde eşi öldü. O çığlıklar halen kulağımda. Her iki olayın da incelemesini yaptım. Benzer olaylarla yine sıklıkla karşılaşıyoruz."

AYNI ACIYI BİR KEZ DAHA YAŞADIM

Aylan bebeği taşırken çekilen fotoğrafları gazetelerde gördüğünde olay anında yaşadığı acıyı bir kez yüreğinde hissettiğini aktaran Çıplak, çekilen fotoğraftaki yüz ifadesinin herkes tarafından fark edildiğini anlatarak "Herkes, Aylan bebeğe çok üzülmüştü. Bebeğin cansız bedenini taşımamla ilgili de 'Bu kadar ağır bir yükü nasıl taşıdın?' diye sordular" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.