Kurban Kesmenin Edepleri

Kurban sırf Allah rızasını kazanmak için yapılan bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğmiş, Allah’a duyduğu bağlılığı canlı bir şekilde göstermiş ve kulluk şuurunu farklı bir şekilde hissetmiş olur. Dolayısıyla Allah’a yönelmeyi ve O’na yaklaşmayı ifade eden bu ibadeti yerine getirirken, gösterilecek her türlü incelik, içtenlik ve hassasiyet, ibadetimize yoğun bir manevi iklim katar. 

Peygamber Efendimizin kurban kesme edebiyle ilgili öğüt ve uyarıları, bizim söz konusu manevi güzelliklere erebilmemiz için yol gösterici vesilelerdir. Neticede hem Efendimiz [aleyhissalatü vesselam]’ın uyarıları hem de dini kültürümüz içerisindeki örnek uygulamalardan hareketle, kendimiz ve aile çevremiz için kurban kesimine dair hassas ve içten davranışlardan örülü bir ibadet iklimi oluşturabiliriz. Peygamber [aleyhissalatü vesselam]’ın bu konudaki birkaç uyarısını hatırlayalım:

Bir defasında Peygamber Efendimiz, koyun kesen bir adam görmüştü. Adam koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye çalışıyordu. Adamın bu katı ve duygusuz davranışını hoş bulmayan Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

Hayvanı iki defa mı öldürmek istiyorsun? Onu yere yatırmadan bıçağını bilesen olmaz mıydı?

Peygamberimiz [aleyhissalatü vesselam] bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuştu:

Allah Teâlâ her varlığa iyi davranılmasını emretmiştir. Öyleyse canlı bir varlığı öldürmeniz gerektiğinde, bu işi can yakmayacak şekilde yapın. Bir hayvanı boğazlayacağınız zaman, ona eziyet vermeden, güzel bir şekilde kesin. Bu işi yapacak olan kimse bıçağını iyice bilesin, hayvana acı çektirmesin” (Müslim, Sayd, 57).

KURBAN KESERKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN EDEP KURALLARI

Buna göre:

• Kurbanı, kesilecek yere sürükleyerek çekmek,

• Sebepsiz incitmek,

• Bıçağı, hayvanı yatırdıktan sonra bilemek,

• Hayvanlardan birini ötekinin gözü önünde kesmek,

• Hayvan tamamen ölüp hareketsiz kalmadan başını vücudundan ayırmak ve derisini yüzmeye başlamak,

• Hayvanı boğazından değil de ensesinden kesmek;

Peygamber Efendimiz [aleyhissalatü vesselam] tarafından kesin bir şekilde yasaklanmıştır. Zira bütün bu davranışlar, hayvana işkencedir ve dinimiz de işkenceyi yasaklamıştır.

KURBAN'DA İBADET ŞUURUMUZ

Diğer yandan, İslam âlimleri ve büyük zatların, Allah Teala’nın rızası, hastalıkların ve musibetlerin defi için daima sadaka vermeyi ve imkân varsa kurban kesmeyi tavsiye ettikleri görülür.

Ayrıca kesilecek kurbanın besili, sağlıklı ve organlarının noksan¬sız olmasına hassasiyet gösterilmesi, Allah’a olan yakınlık duygumuzun hep canlı kalmasına, ibadet şuurumuzun yoğunluk kazanmasına vesile olur.

Aynı şekilde eğer kurbanı, bizim adımıza başkası kesecekse, kesimden evvel kurban mahallinde hazır bulunmak, kurban kesilip derisi yüzülünceye kadar huşu ve teslimiyet duygularıyla orada bulunmak, bu iş bitince de iki rekat namaz kılmak kurban ibadetiyle ilgili güzel davranış ve hasletlerden sayılır. Nitekim büyükler:

— İbadet insanı Cennet'e götürür. Ta'zim, huşu ve hürmetle yapılan ibadet ise insanı Cenâb-ı Hakk'a ulaştırır” demişlerdir.

Kaynak: Dr. Recep Özdirek, Kurban İbadeti, Erkam Yayınları, 2007, İstanbul

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.