Kurban Bayramı’nda Eti Sağlıklı Tüketmenin 10 Püf Noktası

Kurban Bayramı’nda eti sağlıklı tüketmenin 10 püf noktası.

Kurban Bayramı denilince akla ilk olarak yenilmesi gelenek haline gelen “kırmızı et” geliyor. Kırmızı et hiç kuşkusuz içerdiği kaliteli protein, demir, çinko, selenyum, manganez gibi mineraller; B12, B6 vitaminleriyle sağlıklı beslenmenin olmazsa olmaz besinlerinin başında geliyor. Ancak her zaman olduğu gibi Kurban Bayramı’nda da et tüketimine dikkat etmek çok önemli.

Çünkü bayramda aşırı miktarda tüketilen, yağlı tarafları tercih edilen ve uygun koşullarda pişirilmeyen etler özellikle kalp hastalarında damar tıkanıklığını artırıyor, hatta kalp krizini tetikleyebiliyor. Ayrıca etin aşırı tüketimi sindirimi güçleştirdiği için özellikle midesiyle sorun yaşayan kişilerde; reflü, hazımsızlık ve kabızlık gibi problemler ortaya çıkabiliyor.  Kurban Bayramı’nda gelişebilecek bir diğer tehlike ise besin zehirlenmeleri.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Seven Avuk, bayramda sağlığınızdan olmamanız için et tüketiminde dikkat etmeniz gereken noktaları anlattı.

  1. Eti buzdolabında en az 24 saat bekletin

Eti, kesimin hemen sonrasında değil, buzdolabında en az 24 saat beklettikten sonra tüketin. Aksi halde et sert olacağı için hazımsızlık sorunları gelişebiliyor. Ayrıca bozulma riskine karşı taze eti buzdolabında en fazla bir gün saklayın. Eğer uzun süre saklamanız gerekiyorsa, tüketeceğiniz miktarı ayırıp, geri kalanını derin dondurucuda bekletin.

  1. Günde en fazla 3-4 köfte büyüklüğünde et tüketin

Vücudumuzun hastalıklara karşı dirençli olabilmesi, büyüme ve gelişmenin sürdürülmesi, kas dokusunun korunması için düzenli olarak protein almamız şart. Kırmızı et de, vücut tarafından yüksek oranda kullanılabilen iyi kalitede protein kaynakları arasında yer alıyor.

Ancak içeriğinde doymamış yağ nedeniyle vücudumuza yarar yerine zarar vermemesi için bayramda tüketim miktarına dikkat etmemiz çok önemli. Aksi halde kırmızı etteki doymuş yağlar okside olup damar tıkanıklığına; bağışıklık sistemini baskılayan inflamatuar bileşenler de vücutta artıp kalp, diyabet ve kanser gibi hastalıklara neden olabiliyor. Kurban Bayramı’nda günlük tüketmeniz gereken et miktarı; almanız gereken protein miktarı ve yumurta, süt ile süt ürünleri ile kuru baklagiller gibi protein içeren diğer besinleri ne kadar tükettiğinize göre değişiyor.

Ancak sağlıklı bir yetişkin için ortalama günlük 3-4 köfte büyüklüğünde (90-120 gr) et tüketimi yeterli sayılıyor.

  1. Hafif veya orta sıcaklıkta yavaş pişirin

Kısık ateşte ve yavaş yavaş pişirerek etin iyi pişmesini sağlayın. Hızlı pişirirseniz protein ve B vitamini kaybı oluşmasının yanı sıra, çiğ kalan ette üreyen mikroplar besin zehirlenmelerine neden olarak bayramınızın keyfini kaçırabilir. Eti fırında sulu olarak pişirirseniz, besin kaybını en aza indirebilirsiniz.

  1. Yanında bol limonlu salata olsun

Etin içeriğindeki doymuş yağlar ile etin pişmesi sırasında oluşan bazı bileşikler kanserojen etki gösterebiliyor. Hem bu nedenle hem de ette bulunan demirin emilimini arttırabilmek için yanında bol limonlu salataya ve sebze yemeklerine mutlaka yer verin Ayrıca, proteinli yiyeceklerin içeriğinde lif bulunmuyor. Et yemeğinin yanında tüketeceğiniz salata ile zeytinyağlı sebze yemekleri liften zengin beslenmiş olup, kabızlık ile şişkinlik gibi sindirim sorunları yaşamanızı önlüyor.

  1. Bol su için

Kurban Bayramı’nda yetersiz lif ve sıvı alımı nedeniyle yaşanabilecek sağlık sorunlarının başında kabızlık geliyor. Sağlıklı bir sindirim sistemi, iştah kontrolü, yiyecek ya da çevresel yollardan alınabilecek toksinlerin vücuttan uzaklaştırılabilmesi için su şart!  Bu nedenle vücudunuza yeterli sıvı alımını sağlayabilmek için günde 8-10 bardak su tüketmeniz çok önemli. Buna ilave olarak çay, bitki ya da meyve çayları, maden suyu, ayran, kefir gibi sağlıklı içeceklerle de sıvı alımınıza katkı sağlayabilirsiniz.

  1. Kavurmaya ilave yağ katmayın

Lezzetli olmayacağı endişesiyle etin genellikle yağlı kısımlarını kullanıyoruz.  Buna bir de ilave yağ kattığımızda miktar çok daha artıyor.  Bayramda yağlı etler tüketildiğinde veya yemeği ilave yağ katıldığında kolesterol düzeyinin artması sonucunda tansiyon yüksekliği, damar tıkanıklığı ve inme gibi sağlık sorunları gelişebiliyor. Beslenmenizde yağ tüketimini azaltmanın en kolay ve güvenli yolu ise yemeğe eklenen yağı azaltmak olacaktır. En yağsız etin içerisinde bile pişirme için gerekli olan yağ bulunduğu için et yemeğini, örneğin kavurmayı pişirirken ilave yağ kullanımından kaçının. Eğer, kısık ateşte, ızgara ya da fırında et yemeklerini pişirirseniz yağ kullanma ihtiyacınız ortadan kalkacaktır.

  1. Kuyruk yağını yemeyin

Hayvansal yağdan zengin beslenmek; damar tıkanıklıkları, kalp krizi, yüksek tansiyon, diyabet, obezite ve kanser gibi hastalıkların en önemli nedenini oluşturuyor.  Bu yüzden et tüketirken görülebilir yağlarından ve kuyruk yağından mümkün olduğunca kaçının. Beslenmenizden hayvansal yağ tüketimini azaltıp, zeytinyağı, fındık yağı, ceviz, fındık, badem, keten tohumu gibi yağlı tohumların içeriğinde bulunan bitkisel yağ tüketiminize önem verin.

  1. Sakatatlardan uzak durun

Karaciğer, beyin, dalak, böbrek gibi sakatatların içeriğinde protein, B vitaminleri, demir, çinko gibi mineraller bulunsa da, yüksek kolesterol içeriğine sahipler. Bu nedenle özellikle kalp sağlığı açısından tüketilmemesi gerekiyor.

  1. Kesinlikle kızartmayın

Et kızartıldığında beslenmenizde hem yağ tüketimi artıyor, hem de kızartma sırasında bitkisel yağların yapısının bozulması sonucu kanserojen bileşikler ortaya çıkıyor. Bu durum sağlık faydaları oldukça önemli olan kırmızı etin besin değerinin azalmasına neden oluyor. Kırmızı eti, haşlama, ızgara ya da fırında pişirmek en sağlıklısı. Ancak, bayramda “mangal yapayım” diyenlerdenseniz köz ile etin arasında 15 santimlik bir mesafe olmasına ve etin harlı ateşte pişmemesine dikkat edin. Çünkü tıpkı kızartılmış yağ gibi mangalın da kanserojen etkisi bulunuyor.

  1. Kavurmayı sadece öğle yemeğinde tüketin

Yeterli ve dengeli beslenebilmek, günlük alınması gereken besin gruplarında yetersizliğe neden olmamak ve tek tip beslenmekten kaçınmak için eti ya öğle ya da akşam yemeğinizde tüketin. Her öğünde et tüketimi fazla protein, yağ alımını arttırabileceği gibi sebze yemeğinizi ihmal etmenize de neden olacaktır.

Kavurmayı ise sadece öğle yemeğinde tüketin, çünkü yağ ve tuz içeriği zengin olmasının yanı sıra, protein ağırlıklı olan bu öğünün sindirim zordur; bu nedenle sindirimi vücutta uzun sürerek gece boyu reflü, gastrit gibi sindirim sorunlarına davetiye çıkarabilir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.