Kur'an'ı Gönül Gözüyle Okuyorlar

Anadolu Engelliler Birliği Derneği'nin görme engelli öğrencileri, Sakarya'daki hafızlık kampında aldıkları Kur'an-ı Kerim eğitiminin yanı sıra sosyal alanda birçok faaliyete katılarak, toplumda aynı kaderi paylaşan bireylere umut ışığı oluyorlar.

Sakarya'da, Braille alfabesini kullanarak Kuran-ı Kerim'i ezberleyen 17 görme engelli öğrenci, derslerinin yanı sıra sosyal alanda katıldıkları birçok faaliyette gösterdikleri azimle engelli bireylerin hayata katılımının güzel örneğini sergiliyor.

Anadolu Engelliler Birliği Derneğinin görme engeli 17 öğrencisi, Sakarya Özel Diriliş Yüksek Öğrenim Erkek Öğrenci Yurdu'nda iki hafta sürecek hafızlık kampında, Braille alfabesi ile Kur'an'ı ezberleme çalışıyor.

Derslerinin dışında goalball ve futsak gibi sportif aktivitelere de katılan öğrenciler, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarını ziyaret edip, sosyal kültürel etkinliklere katılıyor.

Öğrenciler, en önemli yetilerden biri olan görme duyusunda akranlarına nazaran dezavantajlı gözükse de azimle başladıkları Kur'an ezberinde başarı sağlamaları ve yetkililer eşliğinde sosyal faaliyetlere katılmaları, engelli gençlere örnek oluyor.

VERİMLİ BİR KAMP

Anadolu Engelliler Birliği İstanbul Şube Başkanı Hasan Çatalbaş, öğrencilerle her yıl düzenledikleri yaz eğitim ve kültür kampını Sakarya'da gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu tür aktivitelerin çocukların gelişimine katkı sağladığını ifade eden Çatalbaş, "Amacımız, çocukların manevi boşluğunu doldurmak, bilgilerini tazelemek ve kaynaşmalarını sağlamak, kültürel ve sosyal faaliyetlerde bulunmak. Çocuklarımızın topluma adaptasyonunu sağlamaya çalışıyoruz. Toplumunda, bu gençlerimizin farkında olmasını sağlayabilmek. Bu konuda Sakarya'daki bu kampımız çok verimli geçiyor. Toplumda da insanların bize karşı bakışları çok olumlu. Çocuklarımızın toplumun içerisinde var olduklarını hissedebilmeleri ve kendilerini ifade edebilmeleri açısından çok verimli bir kamp geçiyor." diye konuştu.

Çatalbaş, kampta bulunan 17 öğrencinin seviyelerine göre sınıflara ayrılarak, hocalar tarafından gerekli eğitimlerin verildiğini belirtti.

AİLELER MEMNUN

Kampta, Kur'an-ı Kerim eğitimi dışında da birçok faaliyet yaptıklarını aktaran Çatalbaş, şöyle konuştu:

"Sabah 09.00 - 13.00 arası derslerimiz devam ediyor. Bu dersler arasında İl Müftülüğü'nün gönderdiği hatipler çocuklarımıza sohbette bulunuyor. Derslerden sonra öğrencilerimiz spor salonunda goalball veya futsal oynuyorlar. Kamu kurum ve kuruluşlarına ziyaretlerimiz oluyor. Çeşitli aktivite ve faaliyetlerle günümüzü tamamlıyoruz. Yurdun çeşitli illerinden lise ve üniversiteli görme engelli kardeşlerimiz bu kampa katılıyor. Çocuklarımızın aileleri de bu kamptan ötürü mutlu. Çocuklarının nasıl bir ortamda olduğunu bildikleri için aileler memnun."

Anadolu Engelliler Birliği İstanbul Şubesi Eğitim Sekreteri Mustafa Göz de öğrencilerin körler okulundan kabartmalı yazı temel eğitimini aldığını söyledi.

Çocukların durumlarına göre eğitim verdiklerini dile getiren Göz, "Hafızlık çalışması yapıp bu eğitimi yarıda bırakmış kardeşlerimize de buradaki hafız kardeşlerimizle onları motive ederek onların hafızlığa dönüşünü planlıyoruz. Bir ekip halinde buradayız. Temel amacımız buradaki çocuklarımızın kaybettikleri motivasyonu tekrar yakalamasını ve daha başarılı olmalarını sağlamak. Burada sıfırdan Kur'an eğitimi verirken çocukların kabartma yazı bilme hususunda hiç zorlanmıyoruz." ifadesini kullandı.

KAMPTA GÜZEL FAALİYETLER YAPILIYOR

Görme engelli öğrencilerden Muhammed Taha Türk de kampta oldukça güzel vakit geçirdiklerini ve kampın kendisine çok fayda sağladığını söyledi.

Kampta sadece Kur'an öğrenmediklerini, sosyal aktiviteler de yaptıklarını anlatan Türk, piknik, spor ve yemek etkinliklerinin kampı daha güzel ve renkli hale getirdiğini ifade etti.

Öğrencilerden Mehmet Çetinkaya da kendisinin hafızlık öğrencisi olduğunu kampta güzel faaliyetlerin yapıldığını aktardı.

Kampta eksiklerini tamamladıklarını ve hafızlık yolunda ilerlediğini kaydeden Çetinkaya, "Birçok etkinliğe katılıyoruz, görme engellilerin yaptığı spor dallarıyla da vakit geçiriyoruz." dedi.

Kampa Kur'an öğrenmek için geldiğini belirten Serdar Karan da kursta hoca ve arkadaşlarının kendisini motive ettiğini ve her sabah kahvaltıda müzik dinleyip eğlendiklerini ve toplumda değer kazandıklarını söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.