Kur'ân-ı Kerim Öğrenmeye Türkiye'ye Geliyorlar

Dünyanın farklı coğrafyalarındaki ilahiyat fakültelerinin öğrencileri Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenmek ve İslami dersler almak üzere Bolu'yu tercih ediyor.

Bolu Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Zeki Yavuzyılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezlerinin, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'de açtığı ilk eğitim kurumlarından biri olduğunu söyledi.

Merkezin 1973'ten bu yana hizmet verdiğini anlatan Yavuzyılmaz, "Ülkelerinde doktor, mühendis, avukat, hakim, diş hekimi ve gazeteci gibi çeşitli mesleklerde görev yapanlar, dini eğitim almak için merkezimize başvuruyor. Çok sayıda ülkedeki ilahiyat fakültesi öğrencilerinin yanı sıra farklı meslek grubundaki kişiler, Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenmek ve İslami dersler almak için kente geliyor. Bu kişiler, eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine döndüklerinde 'fahri din görevlisi' olarak hizmet veriyorlar" diye konuştu.

İKİ AYDA KUR'ÂN-I KERİM OKUYORLAR

Zeki Yavuzyılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ve Kırgızistan Oş Devlet Üniversitesi'nin 22 yıldır süren işbirliği kapsamında eğitimler verdiklerine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Yapılan protokol doğrultusunda, Kırgızistan Oş Devlet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hazırlık sınıfı öğrencileri de merkezimizde eğitim alıyor. Diğer sınıflara ise ülkelerinde devam ediyorlar. Son 5 yıl içerisinde Rusya, Azerbaycan, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Haiti, Tataristan, Gürcistan, Afganistan, Bulgaristan, Romanya, Kırım ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden öğrenciler, Bolu'ya eğitim için geldi. Bunlara 45-50 gün süreyle dini eğitim vermemizin yanı sıra Kur'an-ı Kerim okumayı öğretiyoruz. Yaklaşık 15 gün önce Moğolistan'dan gelen bir grubumuz vardı. Onları gönderdik. Şimdi farklı ülkelerden gelen yeni grubumuzla eğitimleri sürdürüyoruz. Türkiye'ye gelerek İslam dini konusunda eğitim almak içi sıra bekleyen çok sayıda kişi var."

Eğitim için Rusya'dan gelen Aydan Mehmetova ise 40 gün süreyle Türkiye'de İslami dersler alacaklarını vurgulayarak, "Bir süredir eğitimlerimiz devam ediyor. Kur'an-ı Kerim okumayı da öğreniyoruz. Burada olmaktan çok mutluyuz" dedi.

Öğrencilerden Esra Keleş de 15 kişilik grupla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden geldiklerini ve vaizlik eğitimi aldıklarını aktararak, KKTC'de Kur'an kursunda görev yapacaklarını kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.