Küfre Götüren Şeyler Nelerdir?

Küfre götüren şeyler nelerdir? Küfre düşüren inanç, söz ve fiillerden bazıları...

Bir mü’minin küfre girmesine sebep olabilecek bâtıl inançlar, sözler ve hareketler çoktur.

KÜFRE DÜŞÜREN ŞEYLER

Biz bunlardan belli başlıları:[1]

  • İki veya daha fazla ilâha inanmak, küfürdür.
  • Put yapmak ve puta tapmak, küfürdür.
  • Âlemin yaratıcısının, “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” gibi üç esastan meydana geldiğine inanmak, küfürdür.
  • Allah’ın eşi, oğlu, kızı, annesi, babası olduğuna inanmak, küfürdür.
  • Allah’tan başkasına secde ve ibâdet etmek, küfürdür.
  • Allah’ın adâletsizlik ve haksızlık yaptığını söylemek küfürdür.
  • Allah’ın zâtı, sıfatları, isimleri, fiilleri, emir ve yasaklarıyla -şaka da olsa- alay etmek, bunları küçümseyici ifâdeler kullanmak, küfürdür.
  • Melekleri küçümsemek, ayıplamak ve onlara sövmek, küfürdür.
  • “Melekler, Allah’ın kızlarıdır” demek, küfürdür.
  • Peygamberliği inkâr, küfürdür.
  • Kur’ân’da peygamber olduğu bildirilenlerin (birinin bile olsa) peygamberliğini inkâr, küfürdür.
  • Peygamberlerden ve insanlardan birine ilâhlık isnâd etmek, küfürdür.
  • Peygamberleri küçümsemek, kınamak, hafife almak ve onlarla alay etmek, küfürdür.
  • Kur’ân’ın beşer sözü olduğunu söylemek küfürdür.
  • Nassları (Kur’ân âyetlerini ve mütevâtir hadisleri) reddetmek (bir âyet ve bir hadis bile olsa) küfürdür.
  • Nasslar, zâhiri üzere Yani Kur’ân âyetlerini ve Hz. Peygamber’in hadislerini okuduğumuz zaman ne anlıyorsak, bunların anlamı budur. Nassların zâhirî anlamlarını bırakıp da -Bâtınîlerin iddia ettiği- bir takım gizli anlamlara sapmak küfürdür.
  • Kur’ân’da bildirilen Allah’ın sıfatlarını inkâr, küfürdür.
  • Kıyâmeti, öldükten sonra dirilmeyi, amel defterlerinin verilmesini, hesâbı, sırâtı, mîzânı, cenneti, cehennemi inkâr, küfürdür.
  • Şeriatla (Dinle) alay etmek, şerîatı hafife almak, küfürdür.
  • Allah’tan (rahmetinden) ümit kesmek, küfürdür.
  • Allah’tan (azâbından) emîn olmak, küfürdür.
  • Gaybdan verdiği haberde, kâhinin doğru söylediğine inanmak, küfürdür.
  • Haramı helal saymak, helali haram saymak, küfürdür.
  • Kâfir olmaya râzı olmak, küfürdür.
  • “Bunu, Allah emretse yapmam” demek, küfürdür.
  • Ruhların tenâsühüne (ruhun bir bedenden diğerine geçmesine) inanmak, küfürdür.
  • Kur’ân’ı pisliğe atmak, küfürdür.
  • Kur’ân’la -bir âyetiyle olsa bile- alay etmek, küfürdür.

BELLİ BAŞLI KÜFÜR SEBEPLERİ

Küfre girmenin, kâfir olmanın pek çok sebebi vardır. Bunlardan belli başlıları şunlardır:

  • Kendini beğenme, kibirlenme, gururlanma (Firavun gibi).
  • Makam, mevki, mansıb endişesi (Herakliyüs gibi).
  • Kınanma ve ayıplanma endişesi (Ebû Tâlib gibi).

Dipnot:

[1] Bu konuda fazla bilgi almak isteyenler, küfür lafızlarıyla ilgili eserlere başvurabilirler. A. Saim Kılavuz, a.g.e., s. 98-160; Ali el-Kârî, a.g.e., s. 306-358; Taftâzânî, Şerhu’l-Akâid, s. 182-184.

Kaynak: Prof Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İNSANI KÜFRE GÖTÜREN İNANÇ, SÖZ VE DAVRANIŞLAR

İnsanı Küfre Götüren İnanç, Söz ve Davranışlar

İSLAM’DA KÜFRE DÜŞÜREN SÖZLER

İslam’da Küfre Düşüren Sözler

KİBİRLENME, BÖBÜRLENME, KENDİNİ BEĞENME İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Kibirlenme, Böbürlenme, Kendini Beğenme İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.