Kudüs İçin Yapılan Dua

Filistin halkına destek amacıyla Yenikapı'da düzenlenen "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitingi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yaptığı dua ile sona erdi. İşte Ali Erbaş'ın Kudüs için yaptığı dua...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, mitingin sonunda dua yaparak, “Ya Rabbi, Kur’an-ı Kerim’de bize mübarek belde olarak tanıttığın peygamberler şehri Kudüs’e, zalim ve azgın güçler tarafından başlatılan hayâsızca bir işgal ve tecavüze karşı bu meydanda, huzurunda toplandık, milletçe ellerimizi açtık, sana yalvarıyoruz, dualarımızı kabul eyle Allah’ım!” niyazında bulundu.

https://www.youtube.com/watch?time_continue=1&v=ojUBPLYpJdE

100 binlerce Kudüs sevdalısının ‘amin’ diyerek eşlik ettiği duada Başkan Erbaş şöyle dua etti:

Ya Rabbi, Kur’an-ı Kerim’de bize mübarek belde olarak tanıttığın peygamberler şehri Kudüs’e, zalim ve azgın güçler tarafından başlatılan hayâsızca bir işgal ve tecavüze karşı bu meydanda, huzurunda toplandık, milletçe ellerimizi açtık, sana yalvarıyoruz, dualarımızı kabul eyle Allah’ım!

Ey hayatın ve ölümün sahibi olan ve şehadeti bizlere en kutlu ideal olarak tanıtan Rabbimiz! Miracın şehri Kudüs uğruna canını feda eden bütün şehitlerimize rahmet eyle, ruhlarını şad eyle, başta Sevgili Peygamberimiz (sas) olmak üzere Bedir ve Uhud şehitleri ile birlikte Hz. Aliyyü’l Murtaza, Seyyid-ü şüheda Hz. Hüseyin Efendimiz ile beraber haşrolmayı, cennet ve cemalinle müşerref olmayı nasip eyle Allah’ım!

Allah’ım, hani Bedir’de Peygamber Efendimiz; “Ya rabbi, İslam’ın bu ordusuna yardım eyle. Sana iman eden bir avuç mücahidi muzaffer eyle” diye dua etmişti de;  ayet-i kerime ile binlerce melekle yardım ettiğini müjdelemiştin. Yarabbi şu anda yine, Gazze’nin, Kudüs’ün mazlum mücahitleri başta olmak üzere, âlem-i İslam’ın her köşesinde hak, hakikat ve mukaddesat için mücadele edenlere Bedir’de yaptığın gibi meleklerinde yardım eyle, nusretini göster, kudretinle şerefyab eyle Allah’ım.

Ya Rabbi, Kur’an-ı Kerim’de bize öğrettiğin dua ile sana niyaz ediyoruz.

Bu azgın ve zalim topluluğa karşı bizlere, Filistinli kardeşlerimize yardım eyle ya Rabbi.

Ya Rabbi sana iman eden kullarının izzetini, şerefini, onurunu, harimi ismetini hiçbir zalim, zorba, işgalci güce çiğnetme Allahım!

Milletimizin ve bütün Müslümanların bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı bizlere feraset ve basiret ihsan eyle Allahım.

Dünyayı yaşanmaz hale getiren zalimlere, ümmetin birliğini, dirliğini bozmak isteyen hainlere karşı bizleri uyanık eyle, zalimler topluluğuna karşı bizlere yardım eyle Allah’ım.

Bugün, Filistin başta olmak üzere yeryüzünün birçok yerinde zulme ve katliamlara maruz kalan, ülkeleri işgal edilen, camileri, değerleri harab edilen, hakları hukukları ihlal edilen bütün kardeşlerimize yardım eyle, bizi onlara yardımcı eyle, nusretinle inayetinle zaferler nasip eyle Allah’ım

Yüzyıllardır Din-i Mübin-i İslam’a hizmet etmiş, hep zalimin karşısında mazlumun yanında olmuş, kimsesizlerin, gariplerin, ezilenlerin, umudu olmuş aziz milletimize ve kahraman ordumuza rahmetinle, nusretinle muamele eyle, milletimizi ilelebet payidar eyle Allah’ım

Din, iman, millet, hak, hakikat, adalet, erdem, fazilet uğruna mücadele etmeyi ve gerekirse bu yolda şehit olmayı en büyük paye sayan inancı; kalbimizden, neslimizden asil milletimizin yüreğinden ebediyyen eksik eyleme Allah’ım.

Ey Yüce Rabbimiz! Sana inandık, sana güvendik, sana tevekkül ettik. Bizleri sensiz, sahipsiz, inayetsiz, kimsesiz, vatansız, çaresiz, bırakma Allah’ım!

Mitinge ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi için İstanbul'da bulunan yabancı konuklar da katıldı.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.