Kimsesizlere Kucak Açan Cami İmamı

Beyoğlu'ndaki Selimi Hatun Camii'nin imamı Osman Gökrem, caminin abdesthanesini yıkanabilmeleri için evsizlere açtı.

Beyoğlu Gümüşsuyu’nda Selimi Hatun Camii'nin 15 yıllık imamı Osman Gökrem, abdesthane bölümüne “Kardeşim, Sokakta kalıyorsan, temizliğe ihtiyacın var ise cumartesi ve pazar günleri namaz vakitleri dışında kapıyı içeriden kitle, sıcak su var, kova, içinde sabun ve tas var... Banyonu yapabilirsin... Sana sokak insanı, şarapçı, tinerci vs. denilebilir ama bütün bunların sebebi biziz, hakkınızı helal edin” yazılı bir kağıt yerleştirdi. İmam Gökrem, yaklaşık 2 sene önce duş almak isteyen evsizler imkan sağlamak için abdesthaneye şofben bağlattı. Evli ve 3 çocuk babası olan imam Gökrem, günde 3-4 kişinin temizlenmesi için böyle bir şey düşündüğünü belirterek, sokakta yaşayanların yanı sıra evinde şofbeni bozulmuş vatandaşlar için de böyle bir imkan sağlamak istediğini söyledi.

15 yıllık imam abdesthane girişine bu yazıyı astı!“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAMIZ LAZIM”

İmam Osman Gökrem, “3 yaşımdayken babamı kaybettim. Kimsesizlere böyle bir şekilde yardım etmek hep hayalimdeydi. Özellikle İstanbul’a geldikten sonra sokak çocuklarına, şarapçılara karşı ne yerler, ne içerler, nasıl temizlenir diye üzülmüşümdür. Bununla ilgili birçok anım var. Tinerci diyerek ötelemeyin, uzaklaştırmayın. Ben onların çoğuyla muhabbet ettim. Birçok göz yaşartıcı anıları ve ıstırapları var. Gördükleri de birçok zalimlikler var. Bir kimse sokakta kaldıysa, tinerci olduysa, onları sahipsiz bırakan anne ve babalar mesuldür. Hepimiz mesulüz. Her şeyi de devletten beklememek lazım. Bu çorbada benim tuzum ne olabilir diye düşündüm” şeklinde konuştu.

“NOKSANI VARSA ÜST TARAF EVİMDİR, ZİLİME BASIN"

Gökrem, “Yaklaşık 2 yıl önce buraya bir termosifon taktırdım, şampuan ve sabun koyuyorum. Kendilerine de size tinerci, şarapçı, sokakta kalan insan diyebilirler. Günlük 1-2 kez kontrol ediyoruz ama noksanı varsa üst taraf evimdir zilime basın dedim. En yakın markete gidip oradan da ihtiyaçlarının karşılayabilirsiniz dedim. Onu da alabilirsiniz dedim. Ayda 1 yakındaki marketlere giderim benim selamımla alınan bir şey var mı derim. Onlar da sağ olsunlar borcum ne deyince benden bir şey istemezler. Onlarda bana destek gösteriyorlar” ifadelerini kullandı.

Kaynak: yeniakit.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.