Kim İnceden Hesaba Çekilirse Helak Olur!

VİDEOLAR

Peygamberimiz hesapla ilgili ne buyurmuştur? Hz. Ayşe (r.a) Peygamberimize bu konuda neler sormuştur? Kuran'da hesap günü nasıl ifade edilmiştir? Bu konuyla ilgili hadisler nelerdir? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

İbnü Ebî Müleyke (r.a) şöyle buyurur:

Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in zevce-i tâhiresi Hz. Âişe (r.a) bilmediği bir şey duyduğunda hemen onu araştırır, kaynağına mürâcaat ederek hâdisenin hakîkatini iyice öğrenirdi. Birgün Allah Rasûlü (s.a.v):

“–Kim hesâba çekilirse azaba uğramış olur!” buyurunca Hz. Âişe (r.a):

“–Peki, yâ Rasûlallah, Allah Teâlâ: «O vakit kitabı sağ eline verilen kimse kolay bir hesap ile muhâsebe olunur.»buyurmuyor mu?” diye sordu.

Efendimiz (s.a.v):

“–Bu âyette bahsedilen husus arz’dır. Lâkin kim inceden inceye hesâba çekilirse o helâk olur!” buyurdular. (Buhârî, İlim, 36, Rikâk, 49)

BU HADİSTEN NE ANLAMALIYIZ?

Arz’dan maksat, insanların, amelleri tartılmak üzere mîzâna arzedilmesi veya amellerin sahiplerine arzedilmesidir. Arz günündeki hesabın, Ashâb-ı Yemîn denilen sâlih insanlar için pek kolay geçeceği Kur’ân-ı Kerîm’de ifade buyrulmaktadır. Ehl-i Yemîn, muhâsebeye mâruz kaldıkları gün af ile müjdelenmiş olacak ve amelleri kendilerine arzedildiğinde kusurlarıyla birlikte, nâil olacakları büyük nimetleri de göreceklerdir. Af müjdesi almayan insanların hesâbı ise çok ağırdır. Hesap esnâsında, hasenâttan zannedilen nice amelin kabul edilmediği ortaya çıkacağından, bu münâkaşa kişiyi azâba götürür, veya başa baş selâmete erişilse bile bu münâkaşanın kendisi azâb olmuş olur. (Ahmed Naîm Efendi, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, I, 100-101)

Hz. AİŞE'NİN RİVAYET ETTİĞİ HADİSLER

Hz. Âişe annemiz, genç, akıllı, firâset sahibi ve uyanık bir kimseydi. Onun 2210 hadis rivayet ettiğini göz önüne aldığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: “Şayet Hz. Âişe (r.a) olmasaydı Peygamber Efendimiz’in hayatındaki bazı mühim hususlar bize kapalı kalırdı.” Yüzlerce şiiri ezbere okuyabilen Âişe vâlidemiz, tebliğ ve dâvet vazîfesinde Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in en mühim yardımcılarından biri olmuştur. (İbn-i Sa’d, VIII, 73)

Hz. Âişe vâlidemiz Kur’ân’ı, helâlleri, haramları, fıkhı, tıbbı, şiiri, Arap hikâyelerini, nesep ilmini çok iyi bilirdi. Ashab-ı kirâm bir mevzûda ihtilâfa düşünce hemen ona müracaat ederlerdi. Hatta ashabın ileri gelenleri dahi çözemedikleri meselelerde ona danışırlardı. Nitekim Ebû Mûsâ el-Eş’arî (r.a):

“Rivâyet edilen herhangi bir hadiste bir müşkilât görürsek onu Hz. Âişe’ye sorardık. Mutlaka onda bunun bir açıklamasını bulurduk” buyurmuştur. (Tirmizî, Menâkıb, 62)

Meşhur âlim Zührî (r.a) şöyle der:

“Bütün insanların ve Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’in diğer hanımlarının ilmi bir araya toplansa, Hz. Âişe’nin ilmi yine de hepsinden daha üstün gelirdi.” (Hâkim, IV, 12)

Uzak bölgelerden ba­zı kişiler de mektup gönderip soru­lar yöneltir, Hz. Âişe (r.a) bunlara yazılı olarak cevap verirdi.