Kestanenin İçinde Ne Var? Kestane Neye İyi Geliyor?

Kestane, doyurucu özelliğinin yanında, insanların beslenmesine katkı sağlayan birçok gıda unsuruna da sahiptir. Soğuk kış aylarında iyi bir enerji kaynağı olmakla birlikte, sevilerek yenen lezzetli bir gıdadır. Kullarına eşsiz merhamet gösteren Rabbimizin değişen mevsimlere göre nasıl da ikramlarda bulunduğunu yeniden düşünelim.

Kestanenin gıda değerini biliyor musunuz? Meselâ 100 gr taze kestanenin gıda değerleri şöyledir: Kalori (kcal): 160, Karbonhidrat (gr): 34, Şeker (gr): 9,6, Protein (gr): 3,2, Yağ (gr): 1,8, Potasyum (mg): 500, Magnezyum (mg): 35, Sodyum (mg) : 9.

Yenebilir vasıftaki taze kestane; başta nişasta ve sakkaroz olmakla birlikte, protein, iyi kalitede sindirilebilen lifli maddeler, düşük seviyede yağ, çeşitli mineral maddeler, B1, B2 ve C vitaminlerini içermektedir. Yüksek miktardaki vitamin sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirici bir tesire sahiptir. Kestane, düşük miktarda yağ ihtiva etmesine karşılık, yağ asitlerinden Linoleik ve Linolenik asitlerini % 30 nisbetinde içermektedir. Bu iki yağ asidi, yetişkinlerde kalp hastalıklarının önlenmesine, çocuklarda da retinanın gelişmesine tesir eder. Kestane, ayrıca bünyesinde omega 3 ve omega 6 yağlarını barındırmaktadır.

EN ÇOK LİF İÇEREN YEMİŞLERDEN BİRİ

Kestane, kandaki alyuvarların imal edilmesi için gerekli olan folik asit açısından da çok zengindir. Kestane, en çok lif içeren yemişlerden biridir.

Muhtevâsındaki lif, onu glisemik indeksi düşük bir yiyecek yapar. Bu da kan şekerinin hızlı değil, yavaş bir şekilde yükselmesini sağlar. Kestanenin mineral madde açısından da zengin bir meyve olduğu görülmektedir. Özellikle de potasyum oranı oldukça yüksektir. Yani 100 gr kestane, günlük alınması gereken potasyumun % 15-20’sini karşılamaktadır. Potasyumun, sinir sistemlerinin fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, kasların, özellikle kalp kaslarının çalışmasında tesirli olduğu belirtilmelidir.

Kestanede kolesterol bulunmadığından, kalp ve damar hastalıklarına sahip kimselerin de güvenle yiyecekleri bir gıdadır. 3 iri ya da 6 küçük kestane 1 dilim ekmek kadar enerji verir. İçinde bol nişasta bulunduğundan, karbonhidrat içeriğini de göz ardı etmemek gerekir. Bundan dolayı şeker hastalarında, kan şekeri takibinde kontrolü kaybetmemek ve dengeyi sağlayabilmek için günde 5-6 taneden fazla tüketilmemeli, bir ara öğün gibi yenmelidir.

ÇÖLYAK HASTALARININ RAHATLIKLA YİYEBİLECEĞİ BİR GIDA

Kestanede buğday glüteninin bulunmaması, çölyak hastalarının rahatlıkla yiyebileceği bir gıda olmasını sağlamıştır. Uzmanlar, inek sütündeki süt şekerinin (laktoz), çocuklar üzerindeki alerjik tesiri sebebiyle, kestane ununun çorba ve bazı tatlılarda kullanılabileceğini söylemektedirler.

Kestane, ayrıca zihnî yorgunluğa, öğrenme ve hâfıza kuvvetine, hattâ Alzheimer hastalığına da olumlu bir tesire sahiptir.

Yine kestanenin kan dolaşımını düzenlediği, karaciğer yorgunluğunu azalttığı, kansızlığa iyi geldiği ve varis oluşumunu önlediği, araştırmalarda yer alan bilgiler arasındadır. İshalin tedavisinde de oldukça tesirlidir. Alternatif tıpta, kestane yaprakları boğaz ağrısı tedavisinde dezenfektan olarak kullanılmaktadır. Kabukların kaynatılması ile elde edilen çay da ateş düşürücü ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır.

Kaynak: Nejla Baş, Şebnem Dergisi, 144. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.