Kariye Camiî Tarihi

Kariye Camisi eski adıyla Khora Kilisesi ne zaman ve kim tarafından yaptırılmıştır? Kariye Camiî nerede? Kariye Camiî tarihi, özellikleri, hakkında kısaca bilgi. 15 asırlık mabed: Kariye Camiî.

Khora kelimesi, Yunancada “şehir dışı, kırsal alan” anlamına gelmektedir. Kariye ismi de buradan gelmektedir. 5. yüzyılda yapılan İstanbul surlarının dışında küçük bir kilise vardı. Bizans İmparatoru I. Jüstinten tarafından (527-565 yıllarında) buradaki kilisenin yerine Khora Kilisesi yaptırıldı.


Kariye Mosque, Constantinople, 1908

Blakhernai Sarayı’na yakın olduğu için bir dönem önemli dinî merasimlerde saray kilisesi olarak kullanıldı.


Kariye Camiî mozaikleri

11. yüzyılın sonlarına doğru yeniden inşa edilen mabet, 1204–1261 yılları arasındaki Latin işgali süresince tahrip edildi. İmparator II. Andronikos (1282- 1328) zamanında tekrar tamir edilen kilise, bu dönemde mozaiklerle ve fresklerle süslendi.

KARİYE’NİN KİLİSEDEN CAMİYE ÇEVRİLMESİ

Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethi sırasında yapı, hiçbir zarar görmedi. Uzunca bir süre kilise olarak kullanılmaya devam edilen Khora Manastırı Kilisesi, Sultan II. Bayezit döneminde, Sadrazam Hadım Ali Paşa (Atik Ali Paşa) tarafından 1511 yılında camiye çevrildi ve yanına bir de medrese eklendi. Osmanlı döneminde, camiye çevrilen mabet dışındaki manastır yapıları zamanla yıkılarak kayboldu.

15 ASRIN MİRASI

18. yüzyılın ilk yarısında yapıya, Kızlarağası Hacı Beşir Paşa tarafından bir mektep ve aşevi eklendi. Bu ek yapılar da günümüze ulaşamadı.

KARİYE CAMİÎ’NİN MÜZEYE ÇEVRİLMESİ

Bakanlar Kurulunun kararı ile 1945 yılında müzeye dönüştürülen camide Amerikan Bizans Enstitüsü’nün yaptığı çalışma sonunda sıvayla kapatılan mozaiklerin ve freskoların üzeri açılarak ortaya çıkarıldı.

Günümüzde Kariye Müzesi olarak adlandırılan bu mabet, Doğu Roma sanatında gerek mimarisi, gerek  mozaik ve freskolarıyla oldukça ilgi çeken bir yapıdır.

KARİYE MÜZESİ ZİYARET GÜNLERİ VE SAATLERİ

Çarşamba günleri dışında her gün 09.00-16.30 saatleri arasında Kariye Camisi (Müzesi) ziyaret edilebilir.

KARİYE MÜZESİ NEREDEDİR? - HARİTA

Adres: Dervişali Mh. Kariye Camiî Sk. No: 8 Fatih/İstanbul 34087

Telefon: (0212) 631 92 41

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Allah razı olsun kısa ve öz olarak anlatım yapmışsınız bilgilendirici bir yazı olmuş. Artık müze değil Camii olarak güncellemenizi de yaparsanız seviniriz. hayırlı günler

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.