Karadeniz Sahilinde "çivisiz Mescit" İbadete Açıldı

Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından kara çamdan ve ahşap oyma işçiliği ile inşa edilen "çivisiz mescit" düzenlenen törenle ibadete açıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, halkın talebi üzerine mescidin inşa edildiğini söyledi.

İkizce ilçesinde yer alan ve tarihi bin 600'lü yıllara dayanan çivisiz caminin orijinaline sadık kalmak kaydıyla birebir aynısının Karadeniz sahiline inşa edildiğini anlatan Yılmaz, "İl dışından gelen turistlerin Boztepe'de veya teleferik alt istasyonu civarında ibadet edecekleri bir yer talebi olmuştu. Biz de bunun üzerine çivisiz camiyi sahilde yürüyüş yapan vatandaşlarımızın da istifade edebileceği bu alana yapmaya karar verdik. Bu sayede büyük bir ihtiyacı da karşılamış olduk" dedi.

Yılmaz, mescidin 235 bin liraya mal olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Gelin şu cami yapımındaki israfın önüne geçelim. Bize gelen öyle talepler var ki, 'Cuma günü 30 kişi cemaati var, 5 katlı cami yapıyorlar. 2,5 milyon lira masraf etmişler. 1 milyon lira daha masrafımız var. Başkanım bize yardım et' diyorlar. 90 kişilik kapasitesi olan bu mescit, maddi manevi bütün ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde yapılmış. Bundan daha güzeli yok. Bütün belediye başkanlarımıza ve mahalle muhtarlarımıza sesleniyorum. Yerini gösterin, yenilerini de yapalım. Din görevlisi kadrosunda da sıkıntı yoksa bunun gibi yöremizin mimarisine uygun ne kadar proje varsa biz uygulamaya hazırız."

Mescidin, ayrı namaz kılma yeri, giriş kapısı ve abdest alma yeriyle kadınların ibadetini rahatlıkla yapabileceği bir şekilde tasarlandığını belirten Yılmaz, "Önünde deniz, arkasında Altınordu ilçemiz, orijinal ahşap dokusu, tarihi mimarisi ve manevi havası ile mescidimizin tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını niyaz ediyorum" diye konuştu.

Konuşmanın ardından çivisiz sahil mescidi, Müftü Mustafa Kolukısaoğlu'nun yaptığı duanın ardından ibatede açıldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.