Kansere Karşı 'akıllı Beslenme'

Doç. Dr. Mükremin Uysal, besinlerin sigara gibi doğrudan olmasa da obezite, karaciğer yağlanması, reflü ve ülser gibi hastalıklara yol açarak dolaylı yoldan kansere neden olduğunu belirtti.

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mükremin Uysal, besinlerin sigara gibi doğrudan olmasa da obezite, karaciğer yağlanması, reflü ve ülser gibi hastalıklara yol açarak dolaylı yoldan kansere neden olduğunu belirterek, bundan korunmak için "acıkmadan yememek, doymadan kalkmak" ilkesine dayanan "akıllı beslenme"yi önerdi.

Uysal, Türkiye'de hem erkek hem de kadınlardaki kanser sıklığının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi. Kanserin nedenlerine ilişkin şu bilgileri aktardı:

"En sık suçlanan, kesin bilinen, tartışmasız bir faktör sigaradır. Sadece sigaranın bırakılması ile kanser sıklığı belirgin oranda azalacaktır. Ayrıca şişmanlık, stres, güneşe aşırı maruz kalma, dengesiz ve özensiz beslenmeyi sayabiliriz. Stres direkt olarak kanser yapmaz ancak kişi stresi iyi yönetemez ve kronik bir hal alırsa birtakım sağlık problemlerini tetikleyebilir. Genetik sebepler tüm kanser türlerinin yüzde 10-15’inden sorumludur. Kişinin birinci derece akrabalarında 55 yaşından önce kanser gelişme öyküsü varsa risk altındadır. Taramalara daha erken başlanmalıdır.”

Uysal, beslenme alışkanlıkları ile kanser ilişkisi konusuna da değinerek, şöyle devam etti:

"Besinler sigara gibi direkt kansere sebep olmaz ama obezite, karaciğer yağlanması, reflü ve ülser gibi hastalıklara yol açarak dolaylı yoldan kansere neden olur. Eğer beslenmenin kanserle ilişkisini en aza indirmek istiyorsak akıllı beslenmeye riayet edilmelidir. Akıllı beslenmenin temeli 'acıkmadan yememek, doymadan kalkmak'tır. Fast food tarzı beslenme, birçok hastalık gibi kanser için de risk faktörüdür. Yakın ateşte tütsülenmiş gıdalar, yüksek ateşte uzun süre kızarmış yağda yapılan kızartmalar, işlenmiş, tuzlanmış, bekletilmiş et ürünleri ve fazla yağlı besinlerden kaçınmak kanser riskini azaltır. Meyve-sebze ağırlıklı beslenmek ve fiziksel aktiviteyi artırmak kanserden koruyucudur. Meyve sebze tüketimi, posası çok olduğu için özellikle sindirim sistemi kanserlerinden korunmak için çok gereklidir. İnsanlar dışarıda fast food mekanları ve restoranlarda yemek yerine evde sağlıklı yemek yemeye özendirilmelidir. Çocuklar cips ve gazlı içeceklerden uzak tutulmalıdır. Aroma, renklendirici, tatlandırıcı, ketçap ve mayonez de uzun dönemde kanser riskini artırabilir."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.