Kanser Korkusu Nasıl Yenilir?

Kanser korkusuyla nasıl başa çıkılır? Kanser fobisi ve karsinofobi ile başa çıkmanın yedi yolu...

Dünyada yapılan çalışmalara göre kanser, erken teşhis ve gelişmiş tedavi seçeneklerine rağmen hala en fazla korkutan ve çaresizlik hissi yaratan bir hastalık olarak görülüyor.

Araştırmalar, erken teşhis ve gelişen tedavi seçeneklerine rağmen kişileri en fazla korkutan ve çaresizlik hissi yaratan bir hastalığın kanser olduğunu gösteriyor. Hatta bu korku bir fobiye dönüşüyor. Aşırı düzeyde kanser olma korkusu olarak da adlandırılan fobiye 'karsinofobi' deniliyor. Karsinofobiye sıklıkla depresyon da eşlik ediyor. Peki günümüzde karsinofobinin artmasının nedenleri neler ve bu sorunla nasıl başa çıkabiliriz? Acıbadem Maslak Hastanesi Psikoonkolog Işıl Yıldız, kanser fobisini ve karsinofobi ile başa çıkmanın 7 yolunu anlattı; önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.

Birçok kişi fobileriyle, korku kaynağından uzak durarak baş edebiliyor fakat karsinofobi yaşayan insanlar bu korkudan sakınamıyor. Çünkü bu korku çoğunlukla kişinin içinde, düşüncelerindedir. Hastalıkla ilgili düşünceler obsesyon gibidir. Hastalık fobileri bu açıdan obsesif kompulsif bozukluğa yakındır. Bu fobiye sıklıkla depresyon eşlik eder. Dünyada yapılan çalışmalara göre kanser, erken teşhis ve gelişmiş tedavi seçeneklerine rağmen hala en fazla korkutan ve çaresizlik hissi yaratan bir hastalık olarak görülüyor. Bunun nedeni kanserin sıklıkla ağrı, acı çekme ve ölümle bağlantılandırılması.

GÜNLÜK HAYATI BİLE ETKİLİYOR

Kanser korkusu genellikle bu hastalıkla bir şekilde temasta olmaktan kaynaklanıyor, yakın zamanda biyopsi yaptırma, yakın bir aile üyesinin ya da arkadaşın kanser tanısı alması, kanser sebebiyle bir yakının kaybı, medyada çıkan haberler, uzmanların açıklamaları, filmler ve kanserle ilgili hikayeler kişinin korkusunu körükleyip fobi düzeyine gelmesine sebep olabiliyor. Kanser olma korkusunun yarattığı yoğun anksiyete insanları farklı davranışlara sevkedebilir. Sağlıklarıyla ilgili yoğun endişe yaşayıp ve sık sık doktora giden, tetkik yaptıran ve kanser olmadığına ikna edilme ihtiyacı hisseden bir grup olduğu gibi, kötü haber almaktan ve endişelerinin doğrulanma ihtimalinden korkarak doktora gitmeyi erteleyen ya da reddeden insanlar da vardır. Kimileri de kanserden korunmak için beslenmeye ve kullanılan ürünlere çok dikkat ediyor, hastalıkla ilgili her türlü hatırlatıcıdan kaçınıyor hatta bazen kanser hastası olan yakınlardan bilerek uzak durmayı tercih ediyor.

KORKUNUZU DİLE GETİRİN

Kanser olma korkunuzu aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Onlarla konuşmak kaygınızı azaltmaya yardım edebilir.

VÜCUDUNUZU TAKİP ETMEYİN 

Tüm insanlar belirli oranda kanser olma riski taşır fakat sırf bu yüzden çok fazla tetkik yaptırmak, belirli zaman aralıklarında yapılması gereken radyolojik görüntülemeleri hekiminizin talebi olmaksızın daha sık yaptırmak doğru değildir. Bu davranışlar korkuyu azaltmak yerine artırır.

KANSER HAKKINDA DOĞRU KAYNAKLARDAN BİLGİ EDİNİN

Bilmediğimiz şeyler bizi daha çok korkutur. Bu nedenle kanserin nasıl oluştuğu ve nasıl önlenebileceği ile ilgili araştırma yapın. Kanser hakkında doğru kaynaklardan bilgi edinmek korkunun azalmasını sağlayabilir.

DÜZENLİ SAĞLIK KONTROLÜ YAPTIRIN

Yılda bir ya da iki defa sağlık kontrolü için hekime başvurup gerekli tetkikleri yaptırmak kanser korkunuzu azaltabilir.

KANSERİ ATLATMIŞ İNSANLARLA KONUŞUN 

Kanser hastalığını yaşamış insanlarla konuşmak ya da kanser hastaları için kurulan grupları sosyal medyadan takip etmek konuyla ilgili daha doğru bilgileri almanıza ve kanser konusunda kafanızda oluşan olumsuz algıyı değiştirmenize yardım edebilir.

SAĞLIKLI BİR HAYAT TARZI GELİŞTİRİN 

Yaşam tarzımızın sağlığımızı önemli ölçüde etkilediği bir gerçek. Sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, stresle baş etme yollarını öğrenmek ve insanlarla doyum sağlayıcı ilişkiler kurmak beden ve ruh sağlığımızı korumamıza büyük katkı sağlar.

PROFESYONEL DESTEK ALIN 

Eğer tüm bunlar kanser olma korkusunu azaltmada yeterli olmuyorsa ve bu korku günlük yaşantınızı olumsuz etkileyecek boyuttaysa bir uzman desteği alın.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.