Kalp ve Damar Hastalarına Et Önerisi

Kalp ve damar hastalarının keçi ve deve etini tercih etmelerinin sağlıkaçısından daha faydalı olduğu belirtildi.

Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kanat Özışık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, et ve sakatat tüketiminin çok arttığı Kurban Bayramı'nda, kalp ve damar hastalarının aşırı tüketimden kaçınması ve etin yağsız kısımlarını tercih etmesi gerektiğini ifade etti.

Koyun etinin dana etine göre daha yağlı ve kolesterol oranı yüksek olduğunu ifade eden Özışık,"Keçi eti, Kurban Bayramı'nda özellikle kalp ve damar sağlığı açısından tüketilmesi önerilen, sağlık açısından da faydalı bir ürün. Çok lezzetli, B vitamini içeriği yüksek ve metabolizmayı hızlandıran etkisi var. Son zamanlarda yapılan çalışmaların sonuçları özellikle kilo vermek isteyenlerin diyetlerinde keçi eti bulunması halinde çok daha hızlı kilo verileceği yönünde. Diğer etlere göre daha düşük doymuş yağ oranı ve kolesterole sahip keçi etinin demir ve potasyum değerleri de yüksek."diye konuştu.

ÖNEMLİ OLAN KARARINDA YİYECEK TÜKETMEK VE AŞIRIYA KAÇMAMAK

Prof. Dr. Özışık, kalp ve damar hastaları için bir diğer alternatifin de tüketimi az ancak sağlık açısından son derece faydalı deve eti olduğunu belirtti. Özışık, deve etinin düşük yağ içeriği ve yüksek besin değeri içerdiğini, yapılan çalışmalarda deve etinin kilo almayı engellediğini ve kalp sağlığını koruduğunu gösterdiğini ifade etti.

Kurban Bayramı'nda her gün düzenli kahvaltı yapılması gerektiğine dikkati çeken Özışık, gün içinde öğün atlanmaması, öğle saatlerinde yağsız ve bir porsiyondan fazla et yenmemesi gerektiğini söyledi.

Metabolizmanın en yavaş olduğu gece saatlerinde yemek yenilmemesi gerektiğini aktaran Özışık, "Önemli olan kararında yiyecek tüketmek ve aşırıya kaçmamaktır. Nefsimize hakim olmalıyız. Kolesterolden çok zengin olan sakatatlar ancak tadımlık olarak tüketilebilir. Karnımızı tıka basa doldurmaktan kaçınmalı ve mutlaka et yemeklerinin yanında sebze ve salata gibi bitkisel gıdaları da ihmal etmemeliyiz. Ani ve abartılı yenilen her türlü besinin kalp için ek yük oluşturacağını unutmamalıyız." dedi.

Özışık, bayramda yapılacak kavurmanın, içine tereyağı ve kuyruk yağı konulmadan kendi suyu ile kısık ateşte pişirilmesi, etlerin mümkünse kavurma yerine ızgara veya haşlama şeklinde tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.