Kalp Sağlığını Korumak İçin Neler Yapmalıyız?

Doç. Dr. Gamze Babur Güler, insanların kalp sağlığını korumalarının büyük ölçüde kendi ellerinde olduğunu ve 7 altın kuralı olduğunu söyledi.

Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Esenler Belediyesi’nde bir seminer veren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gamze Babur Güler, insanların kalp sağlığını korumalarının büyük ölçüde kendi ellerinde olduğunu ve 7 altın kuralı olduğunu söyledi.

KALP SAĞLIĞI İÇİN 7 ALTIN KURAL

Artık insan ömrünün 100 yıl olacağının öngörüldüğünü belirten Güler, “Peki biz bu ömre ulaşabilir miyiz? Kalp sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?” sorusuna, “Hekim sizin yaşınıza, cinsiyetinize, aile hikayenize hiçbir şey yapamaz. Bunlar değiştirilemez risk faktörleridir.

Bunların dışında bir de kurallara uyduğunuz zaman sizin değiştirebileceğiniz risk faktörleri var. Zararlı içecekler ve sigara kullanımı, tansiyon, şişmanlık vs. Bunlar değiştirilebilir risk faktörleridir.

Kalp sağlığını korumak için 7 altın kural var. Bunlar;

1- Tütün ürünlerinden uzak durmak,

2- Günlük fiziksel aktivite,

3- Kalp dostu diyet uygulamak,

4- Uygun vücut kilosunu bulmak,

5- Tansiyonu kontrol altında tutmak,

6- Kolesterolden korunmak ve

7- Kan şekerini düşürmek.

Yani her şey kendi elimizde. Aklımızı kullanarak ömrümüzü uzatmamız mümkün” cevabını verdi.

ELEKTRONİK SİGARA KANDIRMACA

Kalp sağlığının korunması ile ilgili olarak tütün ürünlerine özel bir başlık açan Güler, “Günümüzde artık sigaranın kanser yaptığını, kalp hastası yaptığını hepimiz biliyoruz. Sigarayı bıraktığınız zaman ilk 3 yıl kalp krizi riskini yüzde 30 azaltıyorsunuz. Bu çok ciddi bir oran” dedi.

Elektronik sigaraların tamamen bir kandırmaca olduğunu kaydeden Güler, “Bu ürünlerde de tütünde olduğu oranlarda olmasa da zararlı maddelerin büyük bir kısmı var. Ancak bu elektronik sigaraların ayrı bir riski daha var.

Kullanıcı kendisini güvende hissettiği için daha çok içiyor ve belki de sigaradan daha çok zararlı madde alıyor. Bu sebeplerle biz hekimler kesinlikle ne sigarayı, ne de elektronik sigarayı önermiyoruz” şeklinde konuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.