Kalp Krizine Yol Açan 9 Neden!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İlke Sipahi, kalp krizine yol açan  nedenleri anlattı, önemli önerilerde bulundu!

Kalp krizi dünyada ve ülkemizde en sık görülen ölüm sebebini oluşturuyor. Öyle ki günümüzde her 7 kişiden 1’i kalp kriziyle karşı karşıya. Üstelik artık bu sorundan gençler de nasibini alıyor; ekonomik gelişme sonucu aşırı beslenme ve sigara tüketiminin artması nedeniyle gençlerde de kalp krizi sıklığı gün geçtikçe artıyor. Bu iç karartan tablonun yanı sıra, yüz güldüren sonuçlar da var: Kalp krizi aslında hayat alışkanlıklarında alınabilecek önlemlerle yüzde 70-80 oranında önlenebiliyor.

  1. SİGARA

Her ne kadar klişe gibi gözükse de bazı gerçekler hiç değişmiyor;  o da sigaranın kalp krizi riskini misliyle arttırdığı. Araştırmalar gösteriyor ki  sigara kalp krizini erkeklerde de kadınlarda da yaklaşık 3 kat  arttırıyor. Üstelik sigara sadece kalp krizi riskini arttırmayıp, akciğer hastalıkları ve gırtlak ile mesane kanserlerinin yanı sıra birçok kanser çeşidinin de riskini dramatik olarak arttırıyor. Sigara içiyorsanız, bu zararlı alışkanlığınızı bir an önce bırakın.

  1. YÜKSEK KOLESTEROL

Her ne kadar televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında kolesterolün kalp krizine yol açıp açmadığı konusunda tartışmalar sürüyor olsa da, bilim dünyasında böyle bir tartışmanın söz konusu olmadığının altı çiziliyor. Kötü huylu kolesterol olan LDL-kolesterol ne kadar yüksekse kalp krizi riski o kadar yüksek oluyor. Öte yandan iyi huylu HDL-kolesterol seviyesi de ne kadar yüksekse kalp krizi riski o kadar düşüyor. Ancak kolesterol seviyelerimiz sadece diyetten etkilenmiyor. Genetik faktörler de çok önemli. Diyet yeterli olmadığında ‘‘statin’’ grubu kolesterol ilaçları kriz riskini tartışmasız olarak belirgin azaltıyor. Kolesterolü azaltmak için sakatattan, kalamar, midye, karides gibi kabuklu deniz hayvanlarından, kırmızı et, sucuk, salam, sosisten, kızartmalardan, tam yağlı yoğurt ve süt ile tereyağından ve kaymak, krema, mayonez gibi yağlı gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Öte yandan fındık, ceviz ve yer fıstığı gibi kuruyemişler kolesterol seviyesinde mütevazı olarak bazı düzelmeler sağlayabiliyor.

  1. DİYABET

Diyabet kalp krizinin çok önemli bir nedeni.  Diyabet hastaları en sık kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor. Öyle ki  kalp krizinden ölüm oranı tip 1 diyabetlilerde 3-10 kat, tip 2 diyabetlilerde erkekse 2, kadın ise 4 kat artıyor. Bunun nedeni ise diyabetin damar duvarının esnekliğini bozması, kanda pıhtılaşmayı artırması ve damar iç yüzeyindeki hücre hasarını kolaylaştırması.

Diyabet hastalığının sıklığının hem ülkemizde hem de dünyada hatalı beslenmeye ve az harekete bağlı olarak hızla artıyor. Maalesef son yıllarda hastalar çok yiyip-az hareket etmeyi ‘‘insülin direnci’’ diye yumuşatarak ifade etmeyi tercih ediyor. İsmine ne dersek diyelim oburluk ve hareketsizlik diyabet hastalığına yol açıp kalp krizi riskini arttırıyor.

  1. YÜKSEK TANSİYON

Hipertansiyon, yani yüksek kan basıncı da kalp krizinin risk faktörlerinden.  Öyle ki kalp krizi riskini göreceli olarak yaklaşık yüzde 50 oranında arttırıyor. Üstelik sadece kalp krizi riskini değil, inme ve kalp yetersizliği riskini de çok belirgin olarak yükseltiyor. Yüksek tansiyon hastası olmamanın  en etkili yolu ise tuz tüketimini azaltıp düzenli egzersiz yapmak.

  1. İLERLEYEN YAŞ

Kalp krizi her ne kadar gençlerde de görülse de risk, artan yaşla beraber yükseliyor. Öte yandan kalp krizinin gençlerde daha ölümcül olduğu yönündeki kanı da doğru değil. Yapılan araştırmalar yaşlılarda kalp krizi sonrası ölüm oranlarının gençlere kıyasla kat be kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Ancak bu demek değildir ki genç kalp krizi hastalarının tamamı kalp krizinden sağ kurtuluyor.

  1. ERKEK OLMAK

Kalp krizi konusunda erkekler kadınlara göre daha şanssız. Kalp krizi riski açısından kadınların yaklaşık 10 yıllık bir avantajı söz konusu. Yani 50 yaşında bir erkeğin riski yaklaşık 60 yaşında bir kadınınki kadar. Buna neden olarak da kadınlardaki östrojen hormonunun koruyucu etkisi gösteriliyor. Dolayısıyla erkeklerin değiştirebilecekleri risk faktörlerine, yani sigara, kolesterol, şeker ve tansiyona daha da erken dikkat etmeye başlamaları gerekiyor.

  1. OBEZİTE

Obezite tüm damarlarda erken yaşlanma ve işlev bozukluğunun yanı sıra arteroskleroz denilen sertleşmeye, bunun sonucunda da kalp krizine yol açıyor. Obezite kalp krizine genellikle karbonhidrat ve lipid metabolizmalarını bozarak neden oluyor.

Erkeklerde bel çevresi 102 cm’yi kadınlarda 88 cm’yi geçtiğinde risk belirgin olarak artıyor. Ancak obezite hali hazırda kalp krizi riski açısından minör bir risk faktörü olarak kabul ediliyor, yani eğer eşlik eden diyabet hastalığı, tansiyon, kolesterol bozukluğu yoksa kalp krizi riskini göreceli olarak sadece yüzde 10-20 oranında arttırıyor.

  1. AİLE ÖYKÜSÜ

Özellikle 1. derece yakınlarda genç yaşlarda (örneğin babada  veya erkek kardeşte 55 yaşından önce, annede veya kız kardeşte 65 yaşından önce) kalp hastalığı öyküsü olması, kişinin riskini arttırıyor. Ancak bu risk artışının özellikle kolesterol seviyeleri üzerinden olduğu. dolayısıyla bireyin kolesterol seviyeleri ideal seviyede ise aile öyküsü olmasına rağmen riskin aslında önemli derecede artmadığı biliniyor.

  1. KANDA BAZI MADDELERİN YÜKSEK OLMASI

Şeker ve kolesterol seviyeleri kadar önemli olmasa da, kanda bazı maddelerin yüksekliğinin kalp krizi riski ile ilişkili olabileceği iddia ediliyor. Bunlar arasında karaciğerden üretilen ve iltihap göstergesi olan C-reaktif protein, bir kan yağı-proteini olan lipoprotein(a), bir amino asit olan homosistein, bir pıhtılaşma faktörü olan fibrinojen bulunuyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.