Kahvehaneler Kıraathaneye Dönüşüyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkatleri çektiği kıraathane konusunda iki yıldır çalışma yapan Bursa’nın Yıldırım İlçe Belediyesi tarafından 30 kahvehane kıraathaneye dönüştürüldü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Kıraathane kumar oynama yeri değildir, okuma evidir, okuma yeridir” diyerek dikkati çektiği mekanlar konusunda iki yıldır çalışmaların yapıldığı Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesinde 30 kahvehane kıraathaneye dönüştürüldü.

İlçe genelinde gerçekleştirilen dönüşüm kapsamında tabelalarında artık kahvehane yerine kıraathane yazan mekanlarda oyun oynanırken, oluşturulan kütüphane sayesinde kitap ve gazete okunabiliyor, güncel konular tartışılabiliyor.

Proje çerçevesinde belediye öncülüğünde kıraathanelere giden akademisyenler de vatandaşlarla bir araya gelip zaman geçiriyor, sorularını yanıtlıyor.

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Türk toplumu için değerler, kültür ve tarihin çok önemli olduğunu söyledi.

Kıraathanelerin şehrin ruhunu yansıtan mekanlar olduğunu belirten Edebali, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kahvehanelerde boşa geçirdiğimiz zamanlarla ilgili beyanları oldu. Biz de yaklaşık iki yıl önce ‘Kahvehaneler Kıraathaneye Dönüşüyor Projesi’ni hayata geçirdik. Kahvehanelerimizi kıraathaneye dönüştürdük.” dedi.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE KIRAATHANE

Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil de Yıldırım Belediyesi’nin gerçekleştirdiği söz konusu projede kendisinin de yer aldığını ve iki yılı geride bıraktıklarını belirtti.

Projeye başlangıçta kendisinin de çok inanmayarak katıldığını anlatan Şimşirgil, şunları kaydetti:

“Kıraathane aslında bizim tarihimizin en önemli bir kültür parçası. Kitap okuma, sohbet etme, muhabbet, kültür yeri demektir. Ama yıllar içinde sanki bir oyun, eğlence yeri gibi bir noktaya dönüştü. Yıldırım'da başkanımız bunu söylediğinde açıkçası bu noktaya geleceğimizi beklemiyordum. Muazzam bir başarı elde edildi. Son olarak önceki gün Yıldırım'da yine bir kıraathanedeydim. Dolup taşıyor. İnsanlar, en önemlisi gençler, hatta çoğu kıraathanemize kadınlar gelmek istiyor. Geliyor sohbeti dinliyorlar. Halkla iç içe tam bir sohbet yeri makamına dönüştü. Gençler her an kitapla buluşabiliyor. Bu kültürü yeniden yaşattı sayın başkan.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.