Kadınlar 'organik Oyuncak' Yaparak Zamanlarını Değerlendiriyor

Çankırı'da açılan organik oyuncak kursuna katılan kadınlar, hem boş zamanlarını değerlendiriyor hem de ev ekonomisine katkı sağlıyor.

Çankırı Belediyesi'nce açılan organik oyuncak kursuna katılan kadınlar, boş zamanlarını değerlendirme ve ev ekonomisine katkı sağlama imkanı buluyor.

EV EKONOMİSİNE KATKI SAĞLIYORLAR

Çankırı Belediyesi Astarlızade Sabiha Anne Kadın Eğitim Kültür Merkezi'nde açılan organik oyuncak kursuna katılan 28 kadın, antibakteriyel iplerle kanserojen madde içermeyen oyuncaklar üretmeye başladı. Boş zamanlarını değerlendirmek için kursa katılan kadınlar, ilerleyen zamanlarda yaptıkları oyuncakları satarak gelir elde etme imkanı da buldu.

Kurs öğreticisi Hatice Seher Karagöz, gazetecilere yaptığı açıklamada, verdikleri eğitimle kadınların her türlü oyuncağı yapabildiklerini söyledi.

Oyuncaklarda kullanılan iplerde herhangi katkı maddesi bulunmadığına dikkati çeken Karagöz, "Oyuncaklarımız tamamen doğaldır. İçlerinde boncuk elyaf kullanılıyor. Kursiyerler yaptıkları ürünleri kendileri satıyor. Bu sayede hem çocuklar sağlıklı oyuncaklarla oynuyor hem de aile bütçelerine katkı sağlıyorlar." dedi.

TORUNLARI DA MUTLU OLDU

Kursiyerlerden Hatice Öztürk de aldığı kurs sonrası yaptıkları oyuncakları torunlarına hediye ederek onları mutlu ettiklerini anlattı.

Kursta iyi zaman geçirdiklerini dile getiren Öztürk, "Bazı arkadaşlarımız eşine dostuna hediye olarak götürüyor. Bazıları da el emeği göz nuru ürünlerini satarak bütçesine katkı sağlıyor. Bize bu imkanı sunan belediye başkanımıza teşekkür ederiz." diye konuştu.

Emekli bankacı Semra Kayalı da çocukların oynadıkları plastik oyuncakların sağlık açısından zararlı olabileceğine işaret ederek onların daha sağlıklı oyuncaklarla oynamaları için kursa katıldığını söyledi. Kayalı, organik oyuncaklara her kesimden talep olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.