İstanbul Müftülüğünden Gençlik Seferberliği

İstanbul Müftülüğü, gençleri zararlı yapıların tuzağından korumak ve onlara dini, ahlaki ve kültürel değerleri benimsetmek için Diyanet İşleri Başkanlığı desteğiyle hazırladığı projeleri hayata geçirmeye başladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı desteğiyle geliştirilen projeler kapsamında ilk etapta İstanbul’daki gençlerle ilgilenmeleri amacıyla 80 koordinatör görevlendirildi.

Türk Kızılayı'na ait Heybeli Ada Gençlik Kampı, geçici olarak İstanbul Müftülüğüne tahsis edildi. Üniversitelerde okuyan gençler, günübirlik olarak bu kampa götürülerek onlara tarihi ve turistik yerler gezdiriliyor, masa tenisi, voleybol, basketbol ve yürüyüş gibi sportif aktiviteler yaptırılarak dini değerler sevdiriliyor.

Yakın zamanda üç adet gençlik çalıştayı gerçekleştiren müftülük, 20 Eylül ile 20 Ekim arasında Heybeliada Gençlik Kampı'na 600'ü aşkın genç götürdü. 18 ile 29 yaş aralığındaki tüm gençlere ulaşmayı hedefleyen müftülük; izcilik kampları, ada gezileri, okuma kampları ve yaz aylarında yapılacak faaliyetlerle İstanbul’da dokunmadık, temas edilmedik genç bırakmak istemiyor.

GENÇLER İÇİN 270 UZMANLA BİR ARAYA GELİNDİ

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İstanbul Müftülüğü olarak gençlere kültürel ve sosyal içerikli faaliyetlerle dini değerleri sevdirmek için pek çok kurumla işbirliği yaptıklarını söyledi.

Yılmaz, bu amaçla Kızılay'ın kendilerine tahsis ettiği Heybeliada'daki Gençlik Kampı'nda düzenledikleri etkinliklerle gençlerle bir araya geldiklerini ve onların birbirleriyle kaynaşmaları, kendi aralarında dostluk geliştirmeleri, bilgi ve görgülerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.

Gençler ve farklı gruplarla ilgilenecek 80 gençlik koordinatörü, Darülaceze'de çalışan 60 görevli, engelli 50 koordinatör ve madde bağımlılığıyla mücadele eden 80 kişi olmak üzere toplam 270 kişiyle bira araya gelindiğini ve uzmanların tavsiyelerini aldıklarını aktaran Yılmaz, "Önümüzdeki günlerde gençlere kültürel ve sosyal içerikli dini eğitim vermekle görevlendirilmiş koordinatörlerimizin denetim ve gözetiminde din eğitimi verilecek." dedi.

GENÇLERİN DERTLERİNE DEVA OLACAK HİZMETLER YAPMAYI AMAÇLIYORUZ

Hizmetlerin ulaşımı konusunda mekan, imkan ve insana ihtiyaç duyulduğunu Türkiye'de insan kaynağı ve imkanların mevcut olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"Güzel mekanlarda insanlarımızı buluşturup kaynaştırıp, dertlerini dinlemek önemli. Yapılan etkinliklerde verilen mesaj çok güzel. Gençlerimizin doğal ortamlarda tabiatla baş başa denize nazır, orman arasında sosyal kültürel anlamda bir din hizmeti almaları, onların da bizim de hoşumuza gidiyor. İnşallah, önümüzdeki günlerde insanlarımızı daha fazla güzel mekanlarda buluşturmayı hedefliyoruz."

Eğitimli ve kendi konularında uzmanlaşmış din görevlilerinin gençlerle gelerek onlarla birlikte anlamlı işlere imza atacaklarına inandığını vurgulayan Yılmaz, "Gençleri önemsiyoruz. Çünkü gençler bizim geleceğimiz. Değerlerimizi geleceğe taşıyacak insanlardır. Onlarla bir araya gelmek, camilerimizi ve eğitim yuvalarımızı onlarla şenlendirmek ve onların dertlerine deva olabilecek hizmetleri yapmayı amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.