İsrail'in Korktuğu Çocuk Türkiye'de

Kudüs direnişinin sembolü haline gelen 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi," Kardeşimle, arkadaşlarımla birlikte Filistin'e, vatanıma, toprağıma ve başkentimize, Müslümanların başkentine sahip çıkmaya çalıştım." dedi.

Filistin'de, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından çıkan olaylarda çok sayıda İsrail askeri tarafından gözleri bağlı şekilde götürülürken çekilen fotoğrafıyla adeta Kudüs direnişinin sembolü haline gelen 16 yaşındaki Fevzi el-Cuneydi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hep yanlarında durduğu için teşekkür ederek, "Filistin halkı olarak bu duruşu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız." dedi.

Esenler Belediyesi'nce düzenlenen 3 günlük etkinliğe katılmak üzere Ürdün'ün başkenti Amman'dan İstanbul'a gelen Cuneydi, ilk olarak Çemberlitaş'taki 2. Abdülhamid'in kabrini ziyaret etti. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu'nun da eşlik ettiği Cuneydi, ziyaretin ardından gazetecilerle buluştu.

FİLİSTİN HALKI TÜRKİYE'DEKİ KARDEŞLERİNİ ÇOK SEVİYOR

İstanbul'da ilk olarak Sultan Abdülhamid Han'ın mezarına gelerek, burada dua ettiklerini anlatan Cuneydi, 2. Abdülhamid'in önemini şu sözlerle anlattı:

"Sultan Abdülhamid Han, bizim için çok önemli ve çok anlamlı bir isim. Filistin davasında, Filistin topraklarından vazgeçmeyen bir padişahımız, bir sultanımız. Bunun için ilk olarak buraya geldik. Biz onu gerçekten çok seviyoruz, tarihini okuduk. Ne kadar önemli bir sultan olduğunu iyi biliyoruz. Abdülhamid Han, Filistin'den ve Filistin'deki hakkımızdan vazgeçmedi. Çünkü kendisinin tavrı gururluydu. Filistin topraklarından hiçbir zaman Yahudilere taviz vermedi. O dönemde bildiğiniz üzere Osmanlı Devleti çok zor bir dönem içerisindeydi. Birçok borcu vardı buna rağmen Filistin topraklarını hiçbir zaman satmadı, ufak bir parça bile vermedi. Bunun için Allah'tan rahmet diliyoruz. İnşallah yakın zamanda Sultan Abdülhamit Han gibi yenileri çıkar, hakkımızı siyonistlerden alır."

Cuneydi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Sultan Abdülhamid gibi Filistin için cesaretli ve kararlı bir duruş sergilediğini vurguladı.

Türkiye'nin ikinci vatanı olduğunu aktaran Cuneydi, Filistin halkının Türkiye'yi ve Türkiye'deki kardeşlerini çok sevdiğini söyledi.

FİLİSTİN DAVASINI KONUŞMAK İÇİN GELDİM

Davetten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cuneydi, "Ben ikinci vatanıma geliyorum, yabancı bir ülkeye gitmiyorum. Türkiye'deki kardeşlerimin arasına geliyorum, onlarla birlikte olacağım. Onun için geldim, sizinle olabilmek, Filistin davasını konuşabilmek için geldim. Türkiye'de ve İstanbul'da olduğum için çok mutluyum. Tekrar Esenler Belediye Başkanı Göksu'ya teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hep yanımızda durduğu için çok teşekkür ederiz. Filistin halkı olarak bu duruşu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a her zaman yanlarında durduğu için yeniden teşekkür eden Cuneydi, "Hep yanımızda durdu, hapishanede bile... İsrail askerleri beni tutukladığında davamıza sahip çıktı. Erdoğan'ı davamıza sahip çıktığı ve yanımızda durduğu için çok seviyoruz. Erdoğan, davamızdan vazgeçmedi ve sürekli yardım gönderiyor. Ayrıca Türkiye'yi ve Türkiye'deki tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bu alınan karardan sonra gösterdiği tavırdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Filistin davası için son olarak şunu demek istiyorum; Filistin sadece Filistin'in değil, aynı zamanda Türkiye'deki kardeşimizin, tüm Müslümanların ve İslam aleminin davasıdır." ifadelerini kullandı.

İSRAİL BENDEN KORKUYOR

Fevzi el-Cuneydi, bir gazetecinin "Fotoğrafa baktığında neler hissediyorsun?" sorusuna, şu karşılığı verdi:

"Fotoğrafımı hapisten çıktıktan sonra görebildim. Hapisteyken hiçbir şey göremedik, haberlere bakamadık. Hapishanedeki televizyonda istediği haberleri, İsrail'i gösteriyor. Hapishaneden çıktıktan sonra sokaklara baktığımda aslında mutlu oldum, gurur duydum. Çünkü ben korkmuyorum burada, İsrail korkuyor benden. Bunun ispatı; bir asker değil, 23 asker beni tutukluyor ve kahraman olarak çıkıyorum."

"Sokağa çıktığınızda tutuklanabileceğini düşündünüz mü, korktunuz mu?" sorusunu Cuneydi, şöyle yanıtladı:

"Ben Filistinliyim, bu davada bir askerim. Filistin'in çocuğuyum. Bu davada bütün kardeşlerimin ve arkadaşlarımla birlikte birer asker olmalıyız. Ben bunları hiç düşünmeden sokağa çıktım. Ben vatanıma, Kudüs'e, bizim başkentimize sahip çıkmazsam kim sahip çıkacak? Bunun için sokaklara çıktık, davamıza sahip çıktık. Benim için hiç önemli değil, beni tutuklayabilirler, şehit edebilirler, hapse atabilirler, her türlü ihtimal var, ben bunlara hazırım. Kardeşimle, arkadaşlarımla birlikte Filistin'e, vatanıma, toprağıma ve başkentimize, Müslümanların başkentine sahip çıkmaya çalıştım."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.