'islam'a ve Müslümanlara Açılmış Bir Savaş'

Kudüs ve Mescid-i Aksa Vakfı, İsrail'in "gürültü kirliliğine neden olduğu" iddiasıyla hoparlörle ezan okunmasının yasaklama planını, "İslam’a ve Müslümanlara açılmış bir savaş" olarak nitelendirdi.

Ürdün Evkaf ve İslami İşler Bakanlığı'na bağlı olan Kudüs ve Mescid-i Aksa Vakfı'ndan yapılan açıklamada, "Bu yasaklama planı, Beyt'ul Makdis'te (Kudüs) İslami ve Arap olan her şeye bir meydan okumadır ve aynı zamanda ırkçı bir karar olan kanun İslam'a ve Müslümanlara savaş açmadır." denildi.

Hoparlörlerden ezan okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısının kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, "Bu ırkçı kanun tasarısı, işgal devletinin Yahudileştirme projesini uygulamaya çalıştığının göstergesidir." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, kutsal şehirde ezan sesinin 1400 yıldır kesilmediği vurgulanarak, "Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın ve tüm Filistin topraklarındaki camilerin minarelerinden ilelebet ezan okunmaya ve insanları Tek ve Kahhar olan Allah'a ibadet etmeye devam edecektir." İfadelerine yer verildi.

İsrail Parlamentosu'ndaki (Knesset) yasama komisyonu dün akşam ezanın hoparlörlerden yasaklanmasını öngören kanun tasarısını onaylayarak meclise sevk etmişti.

"Gürültü kirliliğine neden olduğu" iddiasıyla camilerden hoparlör kullanılarak ezan okunmasını yasaklayacak tasarının yürürlüğe girmesi için İsrail meclisi Knesset'te üç farklı oturumda görüşülerek oylanması bekleniyor. Filistinlilerin ve İslam aleminin büyük tepkisini çeken tasarı daha önce de birçok kez gündeme gelmiş ancak kanunlaşmamıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da dün yaptığı yazılı açıklamada, "gürültü yaparak insanları rahatsız ettiği" iddiasıyla ezanın yasaklanmasını öngören yasayı desteklediğini belirtmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.