İslam Meydan Okuyor!

İslamın bilime karşı olduğunu, bilim ve İslamın bir arada olamayacağını düşünenlerin, okuduktan sonra, bu fikirlerini yeniden gözden geçirecekleri bir kitap "İslâm Meydan Okuyor -İmana Açılan Îlmî Kapı-".

Kur'an-ı Kerim'in ilahi bir menşe'den geldiğinin en mukni delillerinden biri de asırlardan beri fen sahasında kaydedilen her terakki ve yapılan her keşfin onu teyid etmesidir. Lakin burada basitçe ifade edilen şu azametli gerçeğin teferruatı kaç kişi tarafından bilinmektedir. Halbuki İslam'a yapılan itirazlar sahte bir ilimcilik maskesi altında hep müsbet ilimlere dayandırılmaktadır. Hakikatse bunun tam tersidir...

“İslâm'a yapılan itirazlar” sahte bir ilimcilik maskesi altında hep müsbet ilimlere dayandırılmaktadır. Hakikat ise bunun tam tersidir. Yani müsbet ilim sahasındaki gerçekler kadar İslâm'ın azamet ve ihtişamını kavramaya hiçbir şey yardımcı ve vasıta olamaz. Bu gerçeği sayısız delillerle ortaya koyan Prof. Vahidüddin Han, İslâm’ın müdafaasına hasr-ı nefs eden mücâhidlere emsalsiz bir hazine sağlamış bulunmaktadır. Çünkü bu eserde bütün fennî keşiflerin dâima Kur'an-ı Kerim'i te'yîd edegeldikleri ispat olunmaktadır.

OKUYUCU YORUMLARI

"İslamiyet'in bütün dinlere meydan okuduğunu ve zamanın geçmesiyle Kur'an'ın gençleştiğini anlamak ve İslam'ın ilerlemeye mani olmadığını aksine pozitif bilimleri teşvik ettiğini anlamak için bu eser mutlaka okunmalı. Zira İslam bizi geri bıraktı diyenlere bu eser sayesinde cevap verebilirsiniz."

"Kitap 1996 baskı ve o zamana göre düşündüğünüzde yazarın ne kadar bilgi sahibi bir insan olduğuna şaşırırsınız... Çok ilginç bilgiler var içinde..."

Kitap: İslam Meydan Okuyor

Yazar: Prof. Dr. Vahidüddin Han

Yayınevi: Sebil Yayınevi

Yayın yılı:  1996, 302 sayfa

İletişim: www.sebilyayinevi.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.