İslam Kardeşliği Nasıl Olmalı?

Kıssâlar

Cenâb-ı Hak, gerçek İslâm kardeşliğinin nasıl olması gerektiği husûsunda bizlere, Mekke’den hicret eden Muhâcirler ile onlara muhabbetle kucak açan Ensar, yani Medîneli müslümanlar arasındaki kardeşliği örnek gösteriyor. Onlara bakarak kendi hâlimizi mîzân etmemizi murâd ediyor.

Peygamber Efendimiz’in, Muhâcirlerle Ensar arasında gerçekleştirdiği kardeşlik anlaşması, eşsiz bir fazîlet tablosudur. Öyle ki Ensar, âdeta mal beyânında bulunarak bütün varlıklarını ortaya koymuş, Muhâcir kardeşleriyle eşit olarak bölüşmeyi göze alabilmişlerdir. Buna mukâbil, gönülleri birer kanaat hazînesi olan Muhâcirler de istiğnâ hâlinde:

“−Malın-mülkün sana mübârek olsun kardeşim, sen bana çarşının yolunu gösteriver, kâfî!” diyebilme olgunluğunu göstermişlerdir. Din kardeşliğinin akrabâlık asabiyetini aşmasına dâir, nice ibretli misaller sergilemişlerdir.

ÎMÂNIN KÜFRE KARŞI İLK DİRENİŞİ

Nitekim îmânın küfre karşı ilk direnişi olan Bedir Cengi’nde Hazret-i Ebû Bekir oğlu ile, Ebû Ubeyde bin Cerrah babasıyla, Hazret-i Hamza kardeşiyle kılıç kılıca geldi. Yani dînî asabiyet, bütün fânî asabiyetleri sıfırladı...

Uhud’da yaşanan kâ’bına varılmaz bir din kardeşliği manzarasını Zübeyr bin Avvâm şöyle anlatmıştır:

“Annem Safiye, yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp:

«–Bunları kardeşim Hamza’ya kefen yapasınız diye getirdim.» dedi.

Hırkaları alıp Hazret-i Hamza’nın yanına gittik. Yanında Ensar’dan bir başka şehîd daha bulunuyordu ve henüz onu örtecek bir kefen bulunamamıştı. Hırkaların ikisini de Hamza’ya sarıp Ensârî’yi kefensiz bırakmaktan utandık. Hırkanın birisi Hamza’ya, öbürü de Ensârî’ye kefen olsun dedik. Hırkalardan biri büyük, diğeri küçük olduğu için de aralarında kura çektik.” (Ahmed, I, 165)

İşte onların daha nice fazîlet tablolarıyla sergiledikleri bu kardeşliklerini Allah Teâlâ takdîr etmiş ve ebedî bir mesaj olarak Kur’ân-ı Kerîm’de zikretmiştir:

“Muhâcirlerden evvel (Medîne’yi) yurt edinenler ve îmâna sarılanlar (Ensar), kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden ötürü gönüllerinde bir sıkıntı ve rahatsızlık duymazlar. İhtiyaç içinde kıvransalar dahî, mü’min kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler...” (el-Haşr, 9)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 1, Erkam Yayınları