İslam Dünyasına Mescid-i Aksa Çağrısı

Hamas, İslam ve Arap dünyasına resmi ve halk düzeyinde "Mescid-i Aksa'yı kurtarma" çağrısında bulundu.

Hamas sözcüsü Fevzi Berhum yaptığı yazılı açıklamada, Mescid-i Aksa baskınının işgalci İsrail yönetiminin ırkçılık ve aşırılığının bir göstergesi olduğunu belirtti.

Sözcü Berhum, yaşananları Mescid-i Aksa'nın İslami kimliğine halel getirmek amacıyla yürütülen "sistematik ve tehlikeli bir devlet terörü" şeklinde niteleyerek, Arap ve İslam dünyasına Aksa'yı kurtarmak için resmi ve halk düzeyinde harekete geçme çağrısı yaptı.

Berhum, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"İşgalci İsrail güçlerinin suçları ile ABD'nin haksız ve aşırı ırkçı Yahudi devletinin yaptıklarını destekleyen kararları karşısında uluslararası ve bölgesel suskunluktaki tehlike, yalnızca Filistin halkına değil tüm bölgeye yönelik bir tehlikedir."

Kudüs ve Batı Şeria halkına işgal karşısında güçlü bir şekilde durma çağrısı yapan Berhum, Filistinlilerden topraklarını ve kutsal değerlerini savunmalarını istedi.

İSLAMİ KURUMLAR SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRSİN

İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, İslam Dünyası Birliği (Rabıta) ve ilgili tüm kurumlara seslenen Berhum, İslami kurumların Mescid-i Aksa'ya yönelik sorumluluklarını yerine getirmelerini istedi.

İsrail polisi, cuma namazı sonrası Mescid-i Aksa'daki cemaate göz yaşartıcı gaz ve ses bombalarıyla saldırmış, cemaati boşalttıktan sonra Harem-i Şerif'in tüm kapılarını kapatmıştı. Baskın sırasında çok sayıda Filistinli gözaltına alınmış, saldırı sırasında yaralananlar olmuştu.

İsrail polisi, birkaç saat sonra Mescid-i Aksa'nın kapılarını yeniden açtı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.