İslam Alemini Yıkmayı Hedefliyorlar

Mısırlı düşünür Prof. Dr. Zağlul en-Neccar, Türkiye'nin Müslümanların umudu olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin büyük komplolarla karşı karşıya kaldığını belirtti. 

Ürdün'ün İrbid kentinde hafızlık eğitimini tamamlayan öğrenciler için düzenlenen törenin ardından bilimsel Kur'an tefsirinin önde gelen isimlerinden Neccar, Ankara'daki terör saldırısını kınayarak değerlendirmelerde bulundu. Neccar, "Türkiye Müslümanların umududur. Çağın şartlarına uygun bir şekilde yaşıyor ve ilerlemek için vesileleri kullanıyor. Ekonomi başta olmak üzere kalkınma konusunda manevi değerlerden taviz vermeden çok büyük başarılar elde etti" dedi.

TÜRKİYE'YE BÜYÜK KOMPLO KURULDU

Neccar, "Türkiye'ye karşı büyük komplolar kuruldu. İslam ve Müslüman düşmanlarının şerrinden Türkiye'yi koruması için dua ediyoruz. Türkiye, kendisi için iyilik temenni etmeyen Avrupa ülkeleriyle geniş bir sınıra sahip. Türkler bu ülkelerin çoğunu fethetti ve uzun yıllar boyunca buralarda egemen oldu. Türkler insanlar arasında Müslüman veya Müslüman olmayan ayrımı yapmadı, insanlara eşit muamele etti" diye konuştu.

Rusya'nın Suriye'ye yönelik hava operasyonlarına değinen ve Sykes-Picot Antlaşması'nın gelecek yıl yüzüncü yılını doldurmuş olacağını hatırlatan Neccar, "Batı'nın komploları arasında İslam aleminin daha da parçalanması bulunuyor ve bunu kutlamaya hazırlanıyorlar. İslam aleminin birlik olmasından, uyanışa geçmesinden korkuyorlar. Nitekim İslam alemini bu antlaşmada ön görülenden daha fazla parçalayacak planları var" ifadelerini kullandı.

BÜYÜK KOMPLO

Neccar, "Suriye'de uygulananlar, Irak'ta, Mısır'da, Yemen'de ve Libya'da da uygulanacak. Müslümanlar burada İslam alemini yıkmayı hedefleyen büyük bir komplonun olduğunu idrak etmeli" değerlendirmesinde bulundu.

ZAĞLUL EN-NECCAR KİMDİR?

1933 yılında Mısır'da doğan Zağlul en-Neccar, 1955'te Kahire Üniversitesi Fen Fakültesi'nden birincilik derecesiyle mezun oldu. İngiltere'deki Wales Üniversitesi'nde Jeoloji alanında doktora derecesini alan Neccar 1972'de aynı üniversiteden profesörlük unvanını aldı. Bilimsel Kur'an tefsiri üzerine önemli bilimsel araştırmalar gerçekleştiren Neccar, birçok ülkede üniversitelerde eğitim verdi ve sempozyumlara katıldı. Neccar ayrıca Dünya Kur'an-ı Kerim'in Bilimsel Mucizeleri Komisyonu'nun kurucularındandır.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.