İskandinav Ülkelerinde Oruç 22 Saati Bulacak

İsveç, Norveç ve İzlanda'nın bazı kentlerinde Müslümanlar bu ramazanda yaklaşık 22 saat oruç tutacak.

Bu yıl İsveç, Norveç, İzlanda ve Finlandiya gibi kuzey ülkelerinin bazı bölgelerinde oruç yaklaşık 22 saat tutulacak.

Stockholm İsveç Sosyal İşler ve Din Hizmetleri Müşaviri Fatih Mehmet Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı imsakiyesine göre İsveç'in Kiruna ve Norveç'in Tromso kentleri ile İzlanda’nın başkenti Reykjavik'ta oruç süresinin yaklaşık 22 saati bulacağını, Stockholm, Oslo, Kopenhag ve Helsinki'de ise oruç süresinin 20 saat olacağını söyledi.

İmsakiyeye göre, İzlanda’nın kuzeyindeki Reykjavik kentinde yaşayan Müslümanlar Ramazan ayının ilk gününde 21 saat 38 dakika ile dünyanın en uzun orucunu tutacakken, Müslümanların en kısa süre oruç tutacağı yer ise 9 saat 7 dakika ile Arjantin’in Ushuaia kenti olacak.

“DİĞER MÜSLÜMAN TOPLULUKLAR DA UYACAK”

Karaca, Türkiye dışındaki ülkelerden Müslüman toplulukların da namaz vakitleri, iftar ve sahur vakitlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı İmsakiyesine uyacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Geçen sene Stockholm'de düzenlenen Avrupa Fetva Meclisi'nin toplantısı sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığının takip ettiği vakit hesaplama usulü, burada yaşayan diğer Müslüman topluluklar tarafından kabul edilmiş ve bundan sonra namaz vakitleri, iftar ve sahur vakitlerinde başkanlığımızın belirlediği namaz vakitlerinin uygulanması kararı alınmıştır. Yaklaşık 134 yerleşim birimi için Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından hazırlanan namaz vakitleri ilgili Müslüman topluluklara ulaştırılmıştır. Bizim için son derece sevindirici olan bu gelişmeyi buradaki din kardeşlerimizle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu vesileyle Rabbimizden diğer konularda da Müslümanların birliğini gerçekleştirmesi için dua ediyorum.''

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.