İnsanlık Şahsiyete Hayran

Yüzakı Dergisi, 140. sayısında İslam medeniyetinin hayranlık verici medeniyet ayaralarını işliyor.

Yüzakı'nın bu sayısında neler var? İşte basın bülteni:

İnsanlık Şahsiyete Hayran...

Bizim medeniyetimiz; «İslâm Medeniyeti» bu hayranlık verici medeniyet ayarlarına sahipti. Çünkü onun şahsiyetinin temelinde;

«Îman, İhsan ve İhlâs» vardı.

«Hakk’a Kulluk Halka Hizmetten Geçer.» sözünü şiar edinir;

«Din, Vatan, Kardeşlik ve Namus» için canını fedâ ederdi.

O daima adâletten yanaydı; «Hakkı Tevzî» ederdi.

Hulâsa;

Mü’minin Fârikası: Zarâfet, Nezâket ve İncelik idi.

Çünkü O’nun şahsiyetini belirleyen en mühim şahsiyet olan Hazret-i Muhammed Mustafâ şöyle buyurmuştu:

“(Gerçek) müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emîn olduğu kişidir...” (Buhârî, Îmân, 4-5, Rikāk, 26)

Geçmiş zaman kalıbıyla ifade ettiğimiz bu hakikatleri; istikbâle, şimdiki zamana, geniş zamana taşıyabildiğimiz müddetçe;

İnsanlık yine bizim medeniyetimize, bizim medeniyetimizin ürettiği insan tipine, müstesnâ şahsiyete hayran olacak.

«Dev sancılarımızın budur kaynağı!»

F16 kullanabilecek vasıfta insanların halkı bombaladığı 15 Temmuz’dan sonra eğitimin yetiştirdiği insan şahsiyetimiz ve sadâkat-liyakat mevzuunu dosya konusu olarak ele aldık.

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; meselenin izini insanlığın başlangıcına kadar sürmekte: Hakk’ın çağırdığı cennet  ve şeytanın çağırdığı cehennemin yolları...

Bocalayan insanlığa imdat:

Yüce kitaplar ve ilâhî elçiler...kapak_140.indd

Ahlâkı Kur’ân olan Fahr-i Âlem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ise bütün insanlığı hayran bırakan şahsiyetle geldi ve yüce şahsiyetin ölçülerini getirdi. İşte ebedî çare!..

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Üstâdımız; «O’nun Muhteşem Ahlâkı»nda, Peygamber Efendimiz’in «Teslîmiyeti, Rızâsı ve Müsamahası»nı ince ölçüler hâlinde kaleme aldı.

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsından Sır ve Hikmet İncileri; su üzerinden tefekkürlerle, Allâh’ın kudretini ve insanın şahsiyetini düşündürdü, aynı suyu şifâ veya zehir yapan tesirleri göz önünde bulundurmadığımız takdirde, her suyun aynı göründüğü ikazıyla gönlümüze su serpti.

Yazarlarımız, eğitim ve şahsiyet eğitimi üzerine kalem oynattılar.

Medeniyetimizde şahsiyet eğitiminin en mühim kalesi olan tasavvufu, tarîkatları, son meş‘um örgüt ile mukayese etmenin yanlışlığının altını çizdiler.

Toplumda uzlaşma hususunda gayret etmenin ehemmiyetini vurguladılar.

«Sadâkat» mefhumumuza; ülkeye, vatana, dîne sadâkat ile mef‘ûlüyle beraber sahip çıktılar.

Emânete sahip çıkmanın, emânetleri ehline vermenin ehemmiyetini hatırlattılar.

Evlâtlarımızı fütüvvet ve ahîlik geleneğimizden ilham alarak yetiştirmenin üstünde durdular.

Kardeşlik, birlik ve beraberlik rûhunu tekrar çağırdılar.

Sistem aksaklıklarını bertaraf edecek bir kenetlenmeye davet ettiler.

Köklerinde Hızır Bey gibi kahramanların bulunduğu adâlet ve hakkı tevzî hasletlerimizi mülkün temeline yerleştirdiler.

Zulmü ortadan kaldıracak, adâleti tesis edecek bir şahsiyete İslâm dünyasının da batı dünyasının da hasret olduğunu vurguladılar.

Şairlerimiz de şehâdetin, vatanseverliğin ve kahramanların şânını destanlaştırmaya devam ettiler.

İnsanlığı hayran bırakacak şahsiyette nesiller yetiştirebilecek bir milletiz. Bakmayın şaşkın suskunluklara, 15 Temmuz’da da şehit ve gazilerimizle halkımız dünyayı hayran bıraktı. Dün yetiştirdik, Allâh’ın izniyle yine yetiştireceğiz!..

Ayrıntılı Bilgi: www.yuzaki.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.