İnsanın Anatomik Yapısındaki İlâhî Sanat

İsra suresi 70. ayette "İnsanları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık." diyor Sâni-i Mutlak. İnsanın anatomik yapısı incelendiğinde, bu ayetin hakikatine tefekkürlük bir pencere açılmaktadır.

Kulağın yapısı, burnun faydaları, dilin konuşması, her bir harfi ayrı ayrı çıkarması, ağzın dişlerle donatılması, dişlerin ipe dizilmiş inci taneleri gibi muntazam dizaynı, ses tellerinin hassas yapısı… Her insanın sesinin farklı olması… Âmâların insanları seslerinden tanıma husûsiyeti…Saç, sakal, kaş, kirpik… Hepsinin üzerinde uzun uzun tefekkür etmek lâzımdır.

Her biri ne kadar da yüksek bir ilim ve hikmetle yaratılmış ve birbirleriyle ne kadar da mütenâsip bir şekilde vazife görmektedirler… Böbreğimiz küçük bir et parçasıdır. Fakat zehirli ile zehirsizi birbirinden ayırt ediyor. Zehirli ise dışarı gönderiyor. Zehirsiz ise tekrar vücûda iâde ediyor.

Böbrekte akıl mı var, bilgisayarlar mı var, tahlil laboratuarları mı var? Bu küçücük uzuv hastalandığında insanın ne sıkıntılar çektiğini hepimiz biliyoruz. Koca koca makineler, o elli gram et parçası olan böbreğin yaptığı vazifeyi tam olarak yerine getirmekten âcizdir.

Ellerimize bir bakalım! İstenen şeye uzanabilsin diye uzun yaratılmış. İçi yassı, beş parmağa ayrılmış ve her parmağın üç boğumu var. Dört parmak bir tarafta, diğer parmak da bir tarafta. Baş parmak bütün parmakların yardımına koşabiliyor. Eğer geçmiş ve gelecek insanların hepsi bir araya gelip, ince fikirleriyle beş parmağa mevcut şeklinden daha güzel bir şekil vermeye çalışsalar buna güç yetiremezler.

İnsan, âzâlarının en kıymetsizi gibi görünen tırnağını kaybetse, bedeninde bir yer kaşındığında, mahlûkâtın en âcizi olur. Başkasından bu hususta yardım istese, o ancak uzun bir târiften ve birkaç deneme-yanılmadan sonra kaşınan yeri tam olarak bulabilir. Hâlbuki insanın kendi eli, kaşınan yeri bulmakta ve oraya ulaşmakta güçlük çekmez. Hattâ uyku ve dalgınlık hâlinde bile o yeri derhâl bulabilir.

Üstelik, kol, el ve parmaklarımızla yaptığımız en basit hareketler bile aslında son derece girift ve yüksek bir mühendislik hesaplaması gerektirmektedir.

Nitekim günümüzün ileri teknoloji mahsûlü makineleri için yapılan robot el ve kol çalışmalarında gelinen seviyenin hâlen insan uzuvlarıyla kıyaslanamayacak kadar geri olduğu düşünülecek olursa, Rabbimizin insan vücûdunda sergilediği sonsuz ilim ve kudretine hayranlık duymamak mümkün olmaz.

Şâir, bütün varlıklar gibi “insan” üzerinde sergilenen ilâhî sanatın da, gören gözlere ve işiten kulaklara lisân-ı hâl ile dâimâ Mutlak Sanatkârı îlân edişini ne güzel dile getirir:

“Varlığım, Hâlık’ımın varlığına şâhiddir, Başka bürhân-ı kavî var ise de zâiddir”… (Şinâsî)

“Varlığım, Yaratıcı’mın varlığına en güzel delildir. Daha başka nice kuvvetli deliller var ise de bu bir delil bile kâfîdir, diğerlerine ihtiyaç yoktur.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkür, Erkam Yayınları, İstanbul, 2010

YARATILIŞIN BAŞLANGICI

İNSANIN YARATILIŞ MAKSADI NEDİR?

EN GÜZEL İNSAN PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.