İlaç Kullanırken Bunları Tüketmeyin!

Acil servislerdeki ölüm sıralamalarında ilaç yan etkilerinin 4. sırada olduğunu belirten uzmanlar, bu riski azaltmak için ilaç kullanılan dönemde fazla nar, greyfurt ve lahana suyu tüketilmemesini önerdi.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbı Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Usta, araştırmalara göre hastanelerin acil servislerindeki ölüm sıralamalarında ilaç yan etkilerinin dördüncü sırada olduğunu, özellikle yeni ilaçlara karşı dikkatli olmak gerektiğini söyledi.

Her şeyin yenisinin iyi olduğu anlayışının ilaçlarda geçerli olmadığını ifade eden Usta, uzun araştırmalar ve bütçeler ayrılan ilaçların belirli sayıda insan üzerinde denenerek geliştirilebildiğini belirtti.

Bu nedenle piyasaya çıkan ilaçların satışa sunuldukları ilk 5 yıl içinde yeni sayıldıklarını bildiren Usta, özellikle yan etkilerinin bu dönemde saptanabildiğine işaret etti. İlaçların piyasaya çıktıklarında çok geniş kitleler tarafından kullanıldıklarını belirten Usta, ''İlacın asıl yan etkileri ve gerçek kimliği asıl bu aşamada ortaya çıkar. En az 5 yıldır piyasada olan ilaç ise huyunu suyunu bildiğimiz ilaçtır ve biraz daha güvenilirdir' dedi.

İLAÇ KULLANDIĞINIZ DÖNEMLERDE KENDİNİZE DİKKAT EDİN!

Bir ilacın etki oluşturmasının yan etki yapacağı anlamına da geldiğini belirten Usta, yan etkilerden korkmamak gerektiğini vurguladı. İlaç kullanılan dönemlerin özel dönemler olduğunu ifade eden Usta, ''O dönem, uyanık olmamız gereken bir dönem. Sıradan bir dönem değil. Zaten uzun dönemde ilaç kullananlar ilaç yan etkilerini bilirler. Bu konuda uyanık olurlar'' diye konuştu.

Etkisizliğin de yan etki olduğunu dile getiren Usta, ilaçların yan etkilerinin saptanarak bunlara karşı bilinç geliştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Yan etkileri bilinen ilaçların daha güvenilir olduğuna dikkati çeken Usta, şöyle konuştu: ''İlaç aldığınız süre içinde vücudunuzu dinleyeceksiniz. Hastaların ilacın yan etkilerine bakarak 'bu ilacı kullanmayayım' gibi bir mantığa kesinlikle kapılmamaları gerekiyor. Biz ilaçların yan etki yapabileceğinin kesinlikle farkında olacağız ama bu nedenle ilacı kullanmamak gibi bir eğilime girmeyeceğiz. Yeni ilaçlarda mümkün olduğu kadar daha dikkatli olacağız. Her zaman yeni ilaç iyi ilaç değildir. Bunun bilincinde olacağız. Bunun dışında besinlerle etkileşim söz konusu olabileceği için bazı tip besinlerden uzak duracağız''

İLAÇ KULLANIRKEN GREYFURT, NAR SUYU, LAHANA TÜKETME!

İlaç kullanılan dönemin özel bir dönem olarak algılanması gerektiğini, bu dönemde fazla greyfurt, nar suyu, lahana suyu tüketmemek gerektiğini belirten Usta, şu bilgileri verdi: ''Bunlar karaciğerdeki enzimleri etkileyebiliyor. Lahana suyu diyetlerde çok verilir ve karaciğer enzimleriyle etkileşir. Karaciğerle ve buna bağlı olarak ilaçlarla etkileşim yapabilir. İlaç normal metabolizmadaki kan düzeyi için hazırlanmıştır. Sen bu gıdaları sürekli tüketip karaciğer enzimlerini etkilersen ilacın etkisi değişebilir. Bir ilaç toksik etki yapabilir. Bazen de ilacın yan etkisini artar. Nar suyunun içindeki bir molekülün de tansiyon ilaçlarıyla olumsuz etkileşimleri olabilir. İlaç kullanılan dönemde bir maddeyi çok tüketmemek lazım.''

İLACINIZIN YAN ETKİLERİNİ BİLİN!

İlaç yan etkileriyle ilgili doktorlara da büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Usta, yan etkilerin Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Türkiye Farmakovijilans Merkezi'ne (TÜFAM) bildirilmesini istedi.

Binlerce ilaç kullanılmasına rağmen yan etki bildiriminin çok az olduğunu belirten Usta, ''Hekimlerin tek görevi hastaları tedavi etmek değildir. Koruyucu hekimlik de çok önemlidir. Hekimlerin bir görevi de ilacın yan etkilerini saptamak ve bildirmektir. Hekimler özellikle yatan hastalarda yan etkiyi net şekilde görürler'' dedi.

Vatandaşlardan da yan etkileri bildirmelerini isteyen Usta, baş ağrısının bile yan etki olarak ciddiye alınmasını istedi. Usta, ilaç yan etkisinin, sakatlığa ve hastanede kalış süresinin uzamasına da neden olabileceğini kaydetti.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.