İhram Ne Demek?

İhram: Mü’minlerin hac sırasında, haccederken büründükleri dikişsiz beyaz örtü anlamına gelmektedir. İhram ile ilgili bilinmesi gereken herşey...

İHRAM KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Helâl paranın ehemmiyeti hadîs-i şerîfte şu şekilde îzâh edilmiştir:

“Kim bu Beyt’i, haram kazançtan elde ettiği para ile ziyâret ederse Allâh’a itaatten çıkmış olur. Böyle bir insan hacca niyet eder ihrama bürünerek bineğinin üzengisine ayağını basıp devesini hareket ettirdikten sonra «Lebbeyk Allâhümme lebbeyk» derse semâdan bir münâdî şöyle seslenir: «Sana ne lebbeyk ne de sa’deyk. Çünkü senin kazancın haram, azığın haram, bineğin haramdır. Hiçbir sevap almadan günahkâr olarak dön! Hoşlanmayacağın şeyle karşılaşacağından dolayı üzül!»


Rasûl-i Ekrem Efendimiz Bakîu’l-Garkad’da bulunduğu esnâda yanına vardım. Oraya ashâbından birinin cenâzesi münâsebetiyle gitmişti ve ashâbının arasında oturuyordu. Üzerinde, her tarafını bürüyen iki ihram vardı. Kendisine selâm verdim. Sonra da Ammûriye’deki zâtın bana târif ettiği Peygamberlik Mührü’nü görebilir miyim diye arka tarafına geçtim. Rasûlullâh - sallâllâhu aleyhi ve sellem- niyetimi anladı ve sırtından ridâsını sıyırdı. Peygamberlik Mührü’nü görür görmez tanıdım!


Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mîkât mahalli olan “Zülhuleyfe”ye geldiklerinde ihrama girip umreye niyet ettiler. Ashâb-ı kirâm da öyle yaptı. Yüksek sesle telbiyeler getirilmeye başlandı. Gönüller, Kâbe-i Muazzama’ya bir an evvel kavuşabilmenin hasretiyle tutuşmuştu. Mânevî bir heyecan ve vecd, adım adım mü’minleri oraya yaklaştırıyordu.


Bir yıl önce ihrama girildiği hâlde Mekke’li müşriklerin izin vermemesi sebebiyle yapılamayan umrenin yerine edâ edildiğinden, bu umreye “umretü’lkazâ” denilmiştir.


Fahr-i Kâinât Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hac ve ihram hakkında oradakilere kısa bir bilgi verdikten sonra, yola çıktı. Varlık Nûru, hacda kurban etmek üzere yanında yüz kadar deve götürüyordu. Rasûlullâh - aleyhissalâtü vesselâm- yol boyunca müslümanlara hep hacdan bahsetti.

İHRAM İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

İslam ve İhsan

İHRAM NAMAZININ HÜKMÜ NEDİR?

İhram Namazının Hükmü Nedir?

İHRAM NEDİR? İHRAMA NASIL GİRİLİR?

İhram Nedir? İhrama Nasıl Girilir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.