Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den 111 Hayat Ölçüsü

Dr. Murat Kaya'nın kaleminden "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den 111 Hayat Ölçüsü" yayınlandı.

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den 111 Hayat Ölçüsü kitabı için Murat Kaya şunları söyledi:

"Bizi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v) Efendimiz’e ümmet kılan ve O’nun Ehl-i Beyti’nin muhabbetini gönüllerimize yerleştiren Yüce Rabbimize nihayetsiz hamd-ü senâlar olsun!

İlimde, irfanda, ibadette ve takvâda zirve olan nezih Ehl-i Beyt’ini bizlere mukaddes bir emânet olarak bırakan Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’e, âl ve ashâbına da nihâyetsiz salât ü selâm olsun!

Peygamber Efendimiz muhterem evlatlarını ve torunlarını çok sever ve ümmetinin de onları sevme- sini arzu ederlerdi. O'nun bu isteğini daha güzel bir şekilde yerine getirebilmek için, meşhur olan iki torununu yakından tanımayı istedik. Aslında Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz iki güzel misal... Onlara bakarak Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bütün evlatlarını asîl soya mensup olduklarını düşünmek, güzel ahlaklarını ve derin ruhî yapılarını hayal ederek gönül tahtımıza sultân etmek, başta gelen vazifelerimiz arasındadır. Zîrâ onları sevmek Rasûlullah Efendimiz'i sevmek ve O'nun tarafından sevilmek demektir. Ve nihayetinde Allah Teâlâ’nın rızâsına ve muhabbetine ermek demektir.

Peygâmber (s.a.v) Efendimiz’in şerefli neslinin hayat ve ahlâkını okuyup da duygulanmamak mümkün değildir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus var ki o da bu alanda pek çok yanlış bilginin uydurulup anlatılıyor olmasıdır. Maalesef kötü niyetli insanlar ve sapık fırkalar, büyük bir bilgi kirliliğine sebep olarak bu büyük insanlardan gelen pek çok sağlam bilginin de zâyî olmasına sebep olmuşlardır. Bu sebeple bize nakledilen bilgileri iyi ayırmak ve ona göre hüküm vermek lâzımdır. Bu durumu dikkate alarak biz de kitabımıza sahih olan rivâyetleri kaydetmeye, senedi zayıf olan bilgileri almamaya gayret ettik. Onun için okuyucularımız, daha evvel işittikleri bazı bilgileri burada bulamayabilirler.

Cenâb-ı Hak, hakkı hak olarak bilip ona ittibâ etmeyi, bâtılı da bâtıl olarak bilip ondan ictinâb etmeyi nasîb eylesin! Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in pâk neslinin hayatından derlenen müstesnâ misallerden istifâde ederek hayatımıza güzellikler katmayı lûtfu ve keremiyle ihsân eylesin! Âmin!"

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den 111 Hayat Ölçüsü, Dr. Murat Kaya, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.