Hüdayi Vakfı'ndan Kamuoyu Duyurusu

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı hakkında çıkan asılsız iddialara, yayınladığı kamuoyu duyurusu ile cevap verdi.

Hüdayi Vakfı'nın yayınladığı kamuoyu duyurusunun tam metni:

Aziz Milletimize,

Vakfımız, vakıf senedimizin gaye maddelerine uygun bir şekilde, kuruluşundan (1985) bugüne kadar, insânî yardım ve eğitim alanında, gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdışında, Rabbimizin lütfu ile çok sayıda hizmetlere vesile olmuş ve halkımızın teveccühünü kazanmış önemli bir gönüllü teşekküldür.

Tarih boyunca iyiliğin ve güzelliğin yaygınlaştırılmasını isteyenler olduğu gibi her çeşit hayra engel olmak isteyenler de daima var olagelmiştir. Son günlerde vakfımız aleyhine bir algı oluşturmak maksadıyla, sosyal medya vb. mecralarda zaman zaman gündem oluşturma çabalarını üzülerek müşahede ediyoruz. Gelirlerinin tamamına yakını mütevelli ve müteberrileri tarafından karşılanan Aziz Mahmud Hüdayi Vakfımız:

  • Kamuya yararlılığı devlet tarafından tescil edilmiş ve faaliyetleri Maliye Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve ilgili kurumlar tarafından denetlenen gönüllü bir teşekküldür.
  • Tüm hizmetlerinde şeffaflığı esas almıştır.
  • Müteberri ve gönüldaşlarımızın hayırlarına köprü olmayı vazife bilmiştir.
  • Devletimiz ve milletimizle hizmet birlikteliğine önem vermiştir.

Bu esaslar çerçevesinde hem halkımızla hem diğer sivil toplum kuruluşlarımızla ve hem de devletimizin sosyal hizmet ve eğitim kurumlarıyla işbirliğini önemsemiş ve zaman zaman yardımlaşma ve proje ortaklıkları gerçekleştirmiştir. Tüzel bir kişilik olarak, gerek sivil toplum ve gerekse kamu kurum ve kuruluşları ile yapılan iş birlikleri ve yardımlaşmalar, kanun, yönetmelik ve tüzükler çerçevesinde gerçekleştiği halde, bunların gayr-ı meşru gibi gösterilmek istenmesini, sıradan bir habercilik olarak değerlendirmek elbette mümkün değildir. Her şeyi devletten beklemek yerine, devletinin yanında yer alıp toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve yaralarına merhem olmak, milletini ve vatanını seven her bir vatandaşın ve kuruluşun tabii bir görevidir. Bu çerçevede, sosyal medyada kasıtlı olarak gündeme getirilen belediyelerle iş birliğimiz de aynı gayeye matuf hizmet birlikteliğidir. Bu birliktelikte vakfımıza yönelik doğrudan nakdî bir yardım söz konusu olmamış, bazı eğitim hizmet binalarına lojistik destek verilmiştir. Ülke ve millet menfaati adına böylesi bir iş birliğini de önemli ve hatta gerekli gördüğümüzü kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.