Hüdayi Vakfı'ndan İbb İle İlgili Basın Açıklaması

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, İBB Ortak Hizmet Protokolü çerçevesinde nakdî yardım aldığı iddialarına ve yurt hizmetlerinin hukuk dışı gösterilmesi gibi maruz kaldığı iftira ve karalama kampanyalarına cevap verdi.

AZİZ MİLLETİMİZE SAYGIYLA…

27.08.2019 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ilan edilen; bazı vakıflarla yapılan yurt protokollerinin feshedildiğinin beyanı, kamuoyunda bilgi karmaşasına ve yanlış algıların oluşmasına sebebiyet verdiğinden milletimizi doğru bilgilendirme zarureti ortaya çıkmıştır.

  • İsmini Anadolu erenlerinden Aziz Mahmûd Hüdâyi Hazretlerinden alan ve kadîm geleneği temsil eden vakfımız; 1985 yılında işadamları, akademisyenler ve hukukçulardan oluşan ahiret kaygısıyla Allah rızasını gözeten gönüllü bir grup hayırsever tarafından kurulmuştur. İrfâni kültürün yaşatılmasını, topluma yönelik sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirilmesini faaliyetlerinin merkezine yerleştirmiştir.
  • Bugün, ülkemizde ve gönül coğrafyamızda “eğitim” ve “insani yardım” faaliyetleri yürüten vakfımız, Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu Yararı” statüsünde çalışan, BM tarafından “ECOSOC” üyeliğine seçilmiş, ülkemizde ve uluslararası platformda bilinen, saygın bir sivil toplum kuruluşudur.
  • Vakfımız, herhangi bir ticarî faaliyetin içerisinde olmamış, giderlerine fon sağlamak maksadıyla şirket kurmak ya da gelir getirici bir yapı oluşturmak gibi bir çalışma yürütmemiştir. Vakfımızın genel bütçesi; çok büyük oranda (%80) kurucu mütevelli heyeti üyeleri tarafından, kalan kısmı da teberruda bulunan hayırseverlerin bağışlarıyla karşılanmaktadır. Bununla birlikte vakfımız, sair zamanlarda çeşitli kurum ve kuruluşların sunmuş olduğu hak ve imkânlardan, teşviklerden, projelerden, yasalar ve kanunlar çerçevesinde istifade etmiştir ve etmeye de devam edecektir.
  • Özellikle 15 Temmuz sürecinde ortaya çıkan öğrenci barınma hizmetlerindeki büyük açığı kapatma adına, devletimizin ve milletimizin yanında yer almayı önemli bir vazife bilmiştir. İBB ile yapılan yurt işletme protokolü, bu zaruret sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu protokol, İBB Belediye Meclisinin kararı[1] ile yürürlüğe giren hukukî bir işbirliğine dayanmaktadır. Söz konusu yurtlarda kalan öğrenciler, bu vatanın evlatlarıdır ve onlara sahip çıkmak hepimizin görevidir. Geleceğimiz olan gençlerimizin mağdur edilmemesi adına, devletin, yerel yönetimlerin ve STK’ların işbirliği yapması, her şeyden önce takdir edilecek güzel bir dayanışma örneğidir. Hal böyleyken, bu işbirliğinin sanki bir suçmuş gibi kamuoyuna takdimi, fedakâr ve hayırsever insanımızı inciten ve yaralayan bir davranış olmuştur.
  • Bu protokol çerçevesinde vakfımıza ait yurtlarımızın küçük bir bölümü, İBB tarafından kiralanan binalarda hizmetlerini yürütmektedir. Bu protokol gereği olarak vakfımıza aktarılan herhangi bir nakdî bedel asla söz konusu olmamıştır. Vakfımız, hiçbir yurt işletmesinden para kazanmayı gaye edinmediği gibi, aksine sübvanse ederek bu hizmetleri sürdürmektedir. Devletin denetimi ve gözetimi altında faaliyet gösteren vakıflara yönelik vehim ve hayal mahsulü yanlış algılar üretmek, milletimizin menfaatine ve maslahatına hizmet etmemektedir.

Hiçbir ayrım gözetmeden İstanbul’umuzun aziz misafirleri olan gençlerimize hizmet veren ve vakfımızın da büyük maddi katkılar sunduğu bu yurtlara yönelik protokolün İBB tarafından tek taraflı olarak feshedilmesini ve ayrıca meseleyi çarpıtarak iftira dolu bilgilerle kamuoyunu yanıltan itibar cellatlarını, halkımızın vicdan mahkemesine havale ediyoruz. Konuyla ilgili hukuki süreçler içinde haklarımızın takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Aziz Mahmud Hüdâyî Vakfı

[1] 5393 sayılı Belediye Kanununun Belediye görev ve sorumluluklarını düzenleyen 14. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine, 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunun 17 inci Maddesi ile orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtlarına ilişkin hizmetler de ilave edilmiş ve 75 inci Maddesinin son fıkrasında yer alan 5018 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin uygulanmasına dair hükme orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları için istisna getirilmiştir. Ayrıca, İstanbul Valiliği tarafından Belediyeye gönderilen İçişleri Bakanlığının 15.09.2015 tarihli ve E. 19096 sayılı görüş yazısında, Belediyenin kiralama yoluyla elde etmiş olduğu taşınmazlardan, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci (c) bendine dayanarak Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmış vakıflara ortak hizmet projesi kapsamında yararlandırabileceği ifade edilmiştir. Bu kanunlar çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile tahsis edilen binalardaki yurt işletmeleri, tamamen mevzuata ve kanunlara uygun olarak yürütülmüştür.

Kaynak: hudayivakfi.org

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • İslam düşmanlarının,müslümanlara düşmanlık beslemesi gayet normaldir.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.