Hüdayi Vakfı Halep'e Yakın Kamplara Yardımları Ulaştırdı

Hüdayi Vakfı Cerablus, Azez ve Halep'e yakın civar bölge kamplarına yardımları ulaştırdı.

Başta İstanbul olmak üzere yurdumuzun farklı bölgelerine yerleşen Suriyeli muhacir kardeşlerimize, hayırseverlerin de destekleriyle aylık düzenli ayni ve nakdi yardımlarına devam eden Hüdâyî Vakfı, İnsani Yardım ve Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü biriminin organizasyonuyla Ekim ayı içerisinde Suriye’nin Cerablus bölgesine gönderdiği yardımlardan sonra son olarak Esad rejiminin, İran ve Rusya’nın yoğun saldırıları sonrası Halep’den Azez gibi civar bölgelerdeki kamplara sığınmak zorunda kalan mazlum kardeşlerimizin yaralarını sarmak için yardım konvoylarını bölgeye gönderdi.

Gıda, temizlik maddeleri, bebek bezi ve maması, battaniye, ayakkabı, giyim vb. muhtelif insani yardım malzemelerinin yüklendiği altı tırdan oluşan yardım konvoyu 05-06 Aralık 2016 tarihlerinde bölgeye  ulaştırıldı.

Yardımlar Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı İnsani Yardım Birimi personeleri Ahmet Doğan ve Nihat Coşkun Bey’lerin nezaretinde sevk edilerek Halep’e yakın civar bölgelerdeki kamplara ve Azez ile Cerablus kamplarına dağıtıldı.

Bölgeye giden Nihat Coşkun ve Ahmet Doğan Bey’in izlenimleri ;

"Bağışçılarımızın yardımlarını bölgeye ulaştırma yükü ile çıktığımız bu yolun mutluluğu ile bölgeye ulaştığımızda içimizi yakan bir durumla karşılaştık. Bölgeye iner inmez bizleri o mağdur hallerine rağmen samimiyetle, kardeşçe ağırladılar. Aynı zamanda bizlere “Kardeşlerimiz hoş geldiniz.” demeleri bizleri bir kez daha duygulandırdı.  Biz üzerimizde mont varken dahi üşürken onların o incecik elbiselerle gezdiğini görmek bizleri bir kez daha üzdü. Çamaşır makineleri olmadığı için elbiselerini sadece su ile elde yıkıyorlardı ve her yerde o masum çocuklar ayakları çıplak, yanakları, burnu buz tutmuş o masumların üzerlerinde pazardan 1 liraya aldığımız bir çorap dahi yoktu. Çocukların o durumu bizleri derinden etkiledi. Kardeşlerimiz orada her öğün sıcak yemek bulamıyorlar. Sıcak bir yuvaları yok ama Allah’ın izniyle biz kardeşleri ve Hüdâyi gönüldaşlarımızın yardımıyla elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışacağız."

[gallery columns="4" link="file" ids="80337,80338,80339,80340,80341,80342,80343,80344,80345,80346,80347,80348"]

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.